5. Sınıf 1. Ünite
The Simple Present Tense
(Basit Geniş Zaman)
Her gün yapılan veya sık sık tekrarlanan, günlük rutin işleri ifade eden bir zamandır Bu dersimizde de bundan dolayı alışkanlık haline gelmiş eylemlerin anlatılmasını öğreneceğiz. Aşağıdaki örnekleri dikkatle inceleyiniz.- You do your homework at home. (Sen, ödevini evde yaparsın.)
- We watch television at eight o’clock. (Biz, saat sekizde televizyon seyrederiz.)
- I have lunch at school canteen. (Ben, öğle yemeğini okul kantininde yerim.)
- She plays chess in the afternoons. (O, öğleden sonraları satranç oynar.)
- My first lesson starts at nine o’clock. (Benim birinci dersim, saat dokuzda başlar.)
- Ahmet arrives home at half past seven. (Ahmet yedi buçukta eve varır.)
- I brush my teeth every day. (Ben, her gün dişlerimi fırçalarım.)
- You read a book on weekdays. (Sen, hafta içi günlerde (bir) kitap okursun.)
- Ayşe goes to bed at about ten. (Ayşe, saat ona doğru (on civarında) yatmaya gider.)
Geniş zaman kipiyle kurulmuş, öznesi üçüncü tekil kişi (he, she, it …) veya tekil bir isim olan olumlu bir cümlenin fiili sonuna - s, - es, - ies eklerinden birisini alır. Fiillerin çoğunun sonuna - s eklenir.
- He gets up at eight o’clock. (O saat sekizde kalkar.)
- Aysu returns home at five o’clock. (Aysu, saat beşte eve döner.)
- Your cat sleeps on the sofa. (Kedin, divanın üzerinde uyur.)
- My sister watches television after school. (Kız kardeşim, okuldan sonra televizyon seyreder.)
- My mother washes the dishes every day. (Annem, her gün bulaşık yıkar.)
- Ahmet fixes my bicycle every month. (Ahmet, her ay benim bisikletimi onarır.)
- Suna goes to school on weekdays. (Suna, hafta içi günlerde okula gider.)
- Halil does his homework at home. (Halil, ödevini evde yapar.)
- Robert always daima has breakfast at home. (Robert, evde kahvaltı yapar.)
- Hülya has a bath every day. (Hülya, her gün yıkanır.)
- Jill studies her lessons every day. (Jill, her gün derslerine çalışır.)
- A pilot flies a plane. (Pilot, uçağı uçurur.)
- Hakan tries to learn French at school. (Hakan, okulda Fransızca öğrenmeyi deniyor.)
Hikmet pays for the tickets every week.
(Hakan, her hafta biletlerin parasını öder.)
Basit Şimdiki Zaman’da olumlu bir cümle şöyle kurulur:
Subject (Özne=işi yapan kişi+ verb1(fiil) + time expressions (Zaman zarfı)
The Simple Present Tense (Basit Geniş Zaman)da kullanılan Frequency Adverbs (Tekrar (Yineleme) İfade Eden Zaman Zarfları veya Sıklık Zrfları) nı da görelim.
- I always get up early in the mornings. (Ben, sabahları daima erken kalkarım.)
- We usually watch television after school. (Biz, genellikle okuldan sonra televizyon seyrederiz.)
- Hakan usually does his homework at home. (Hasan, genellikle ödevini evde yapar.)
- Suna sometimes surfs in the Internet. (Suna, bazen internette sörf yapar.)
- You sometimes walk in the park. (Sen, bazen parkta yürürsün.)
- She always get on the school bus. (O, daima servis otobüsüne biner.)
- I don’t have lunch at school canteen. (Ben, öğle yemeğini okul kantininde yemem.)
- You don’t do your homework at home. (Sen, ödevini evde yapmazsın.)
- We don’t watch television at eight o’clock. (Biz, saat sekizde televizyon seyretmeyiz.)
- She doesn’t play chess in the afternoons. (O, öğleden sonraları satranç oynamaz.)
- My first lesson doesn’t start at nine o’clock. (Benim ilk dersim, saat dokuzda başlamaz.)
- I don’t arrive home at half past seven. (Ben, saat yedide eve varmam.)
- Suna doesn’t go to bed at about ten. (Suna, saat ona doğru yatmaya gitmez.)
- I don’t brush my teeth three times a day. (Ben, dişlerimi günde üç defa fırçalamam.)
- You don’t read a book on weekdays. (Sen, hafta içi günlerde bir kitap okumazsın.)
Cümle; 'Do' veya 'Does' yardımcı fiillerinden birisi ile başlıyorsa, soru halindedir.
Yardımcı fiiller şu özneler ile kullanılırlar:
Does – he, she, it.... ?
Do – you, we, you, they …?
Main verb (asıl fiil) birinci halde (present form)dir.
- Do you get up very early? (Sen, çok erken kalkar mısın?)
- Do they drink milk every morning? (Onlar, her sabah süt içerler mi?)
- Do you get dressed at seven o’clock? (Sen, saat yedide giyinir misin?)
- Does she have breakfast at home? (O, evde kahvaltı yapar mı?)
- Do classes at school start at 7.30? (Okulda dersler yedi buçukta başlar mı?)
- Does she play chess in the afternoons? (O, öğleden sonraları satranç oynar mı?)
- Does he wake up late every day? (O, her gün geç uyanır mı?)
- Do you do your homework at home? (Sen, ödevini evde mi yaparsın?)
- Does Roy go to bed at ten o’clock? (Roy, saat onda yatmaya gider mi?)
- What time do you have breakfast? (Saat kaçta kahvaltı yaparsın?)
- I have breakfast at eight o’clock. (Ben saat sekizde kahvaltı yaparım.)
- What time does the first lesson begin? (İlk ders saat kaçta başlar?)
- The first lesson begins at half past eight. (İlk ders sekiz buçukta başlar.)
- When does your brother get out of the bed? (Erkek kardeşin ne zaman yataktan kalkar?)
- He gets out of the bed at ten o’clock. (O saat onda yataktan kalkar.)
- How do you go to school on weekdays? (Hafta içi günlerde okula nasıl gidersin?)
- I go to school by school bus. (Ben okula servis otobüsü ile giderim.)
- Where do you eat your lunch every day? (Hergün öğle yemeğini nerede yersin?)
- I eat my lunch at school canteen. (Ben öğle yemeğini okul kantininde yerim.)
- Who gets up early at your home? (Sizin evde kim erken kalkar?)
- My father gets up early at my home. (Bizim evde babam erken kalkar.)
- Who do you have dinner with? (Akşam yemeğini kiminle yiyeceksin?)
- I have dinner with my family. (Ben akşam yemeğini ailemle yiyeceğim.)
- every day (her gün),
- every morning (her sabah),
- every evening (her akşam),
- every Monday, etc. (her pazartesi, vs.),
- every night, etc. (her gece, vs.),
- in the morning (sabahleyin),
- in the afternoon (öğleden sonra),
- in the evening (akşamleyin),
- in January (ocak ayında),
- in spring (ilk baharda),
- on Friday (Cuma günü),
- at seven o’clock (saat yedide) gibi …
- I go to school at eight o’clock every day. (Ben her gün okula saat sekizde giderim )
- He doesn’t go to school at eight o’clock. (O, saat sekizde okula gitmez.)
- What do you do every morning? (Her sabah ne yaparsın?)
- I get up early every morning. (Ben, her sabah erken kalkarım.)
- Does he play tennis on Sundays? (O, pazar günleri tenis oynar mı?)
İngilizce |
Türkçe |
arrive at school |
okula varmak |
bedtime stories |
uyku masalları |
brush teeth |
diş fırçalamak |
comb hair |
saç taramak |
daily routine |
günlük rutin işler |
do homework |
ödev yapmak |
do shopping |
alışveriş yapmak |
drink milk |
süt içmek |
egg |
yumurta |
family members |
aile üyeleri |
feed the pet |
evcil hayvan beslemek |
feel |
ghissetmek |
finish |
bitmek/bitirmek |
get dressed |
giyinmek |
get on the bus |
otobüse binmek |
get out of bed |
yataktan çıkmak |
get up |
kalkmak |
get/go/come back home |
eve dönmek |
go online |
internete girmek |
go shopping |
alışverişe gitmek |
go to bed |
yatmak |
go to work |
işe gitmek |
grandparent |
büyükanne ya da büyükbaba |
have a shower |
duş almak/yapmak |
have breakfast |
kahvaltı yapmak |
have dinner |
akşam yemeği yemek |
have lunch |
öğle yemeği yemek |
listen to music |
müzik dinlemek |
make the bed |
yatağı toplamak |
milk |
süt |
play computer games |
bilgisayar oyunu oynamak |
read a book |
kitap okumak |
school bus |
okul otobüsü |
see/watch a movie |
film izlemek |
sleep |
uyumak |
sleepy |
uykulu |
start |
başlamak |
tell |
anlatmak,söylemek |
training |
antrenman,egzersiz |
wake up |
uyanmak |
wash hands and face |
el yüz yıkamak |
watch TV |
televizyon izlemek |