Allude vs. Elude

Allude ve Elude Arasındaki Fark

Allude
Üstü kapalı söylemek, ima etmek; dolaylı olarak veya öneri ile bir şeye gönderme yapmak

I didn't allude to any person or anything.
(Ben hiç kimseyi ya da herhangi bir şeyi kast etmedim.)
He alludes to his brother's engagement to Mary.
(Kardeşinin Mary ile nişanlanmasını ima ediyor.)
You mustn't allude to his baby's death when you meet John.
(John'la karşılaştığınızda onun bebeğinin ölümünden bahsetmemelisiniz.)

Elude
Kurtulmak, sıyrılmak; özellikle kurnazlık veya beceri kullanarak birinden veya bir şeyden kaçmak,  elinden kaçırmak, aklına gelmememk.

The two men managed to elude the police for six weeks.
(İki adam, altı hafta boyunca polisten kaçmayı başardı.)
They had minor breakthroughs but real success eluded them.
(Küçük atılımları vardı ama gerçek başarı ellerinden kaçtı.)
I know who you mean but her name eludes me.
(Kimi kastettiğini biliyorum ama adı aklıma gelmiyor.)

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski