Interfere vs Interrupt

Interfere ve Interrupt Arasındaki Fark

Interfere
Birinin işine karışmak; müdahale etmek

She has no right to interfere in her son's marriage.
(Oğlunun evliliğine karışmaya hakkı yok.)
He tries not to let business interfere with his home life.
(İşin ev hayatına karışmasına izin vermemeye çalışıyor.)
I always abstain from interfering with other people’s personal affairs.
(Başkalarının kişisel işlerine karışmaktan her zaman kaçınırım.)
Anxiety can interfere with children's performance at school.
(Kaygı, çocukların okuldaki performanslarını etkileyebilir.)

Interrupt
Birinin sözünü kesmek; araya girmek, yarıda kesmek 

Please don't interrupt while your mother and I are talking.
(Lütfen annenle ben konuşurken sözünü kesme.)
It is not polite to interrupt a speaker with frequent questions.
(Bir konuşmacıyı sık sorulan sorularla bölmek kibarlık değildir.)
We had to interrupt our trip when we heard John's mother was ill.
(John'un annesinin hasta olduğunu duyunca gezimizi yarıda kesmek zorunda kaldık.)
The soccer game was temporarily interrupted by a sudden, short downpour of rain.
(Futbol maçı, ani ve kısa süreli sağanak yağmur nedeniyle geçici olarak kesintiye uğradı.)


Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski