Adverb Clause of Time

Adverb Clause of Time

Zamanın ifade zarf cümleleri, bir şeyin ne zaman gerçekleştiğini gösteren cümlelerdir. Genellikle  before, after, as, when, while, until, vs gibi bir zaman bağlacı kullanarak ana cümle ile yan cümleyi birbirine bağlarız. Bu cümlelerde ana cümle ile yan cümle arasında daima zaman uyumu (Tense Agreement) vardır.

After: -dikten sonra
People's eating habits changed drastically after food processing methods had been improved. (Yiyecek oluşturma metotları geliştikten sonra, insanların yemek alışkanlıkları oldukça değişti)

As: -irken / -dıkda / -dığımızda
Bobby’s parents were swimming beside him as he was rowing in the small rubber boat.
(Küçük kauçuk botunda kürek çekerken, ebeveynleri Bobby’nin yanı başında yüzüyorlardı.)

Just as: tam …… iken
Last night, Just as Tommy was going to bed, his brother turned on TV.
(Dün gece Tommy tam yatmaya gidecek iken, kardeşi televizyonunu açtı.)

Aa soon as: -er.... mez
As soon as they had decided to celebrate their succes, they invited their friends last week.
(Başarılarını kutlama kararı alır almaz, geçen hafta arkadaşlarını davet etiler.)

Before: -meden önce
Before the secretary answered the phone, she took a pen and a notepad to write down the notes. (Sekreter telefona cevap vermeden önce, not almak için bir not defteri ve bir kalem çıkardı.)

By the time: -dığında
Rose had already washed the dishes, by the time her mother arrived home.
(Rose annesi eve varana kadar, bulaşıkları zaten yıkamıştı.)

Every time: -her seferinde /-her keresinde
Every time I see that picture of my late mother, I feel a lump in my throat.
(Rahmetli annemin bu resmini her gördüğümde, boğazımda bir yumru hissediyorum.)

Once: -ınca
She intends to continue her sporting career once she has fully recovered from her injuries.
(Sakatlıklarından tamamen kurtulduktan sonra spor kariyerine devam etmeyi planlıyor.)

Since: -dikten beridir / -den beri
Our household expenses have certainly increased since we bought our own house.
(Kendi evimizi satın aldığımızdan beri hane halkı harcamalarımız kesinlikle arttı.)

The moment / Immediately: -er.... mez / olduğu anda, …olur
The moment the plane touched down, it burst into flames, causing the death of hundred passangers. (Uçak yere değdiği anda, yüz yolcunun ölümüne sebep olarak aniden tutuştu.)

Immediately she saw me, Helen gave me such a sincere welcome!
(Beni görür görmez, Helen beni o kadar çok içten karşıladıki.)

The moment (that): -anda / -ır... mez
The moment that they accept the offer of appointment, we got our sample production ready to present. (Randevu teklifini kabul ettikleri anda örnek üretimimizi sunmaya hazırladık.)

Until / Till: -ene kadar /-inceye kadar
The detective waited by the door until the man he had been following left the building.
(Detektif, takip ettiği adam binadan ayrılana kadar, kapıda bekledi.)

When: -dıkda / diğinda / dığımızda
The worker in the car factory went strike on December when the company rejected their claim for a 50 % pay rise. (Araba fabrikasındaki işçiler, yüzde elli zam taleplerini ret ettikleri zaman, Aralıkta greve gittiler.)

Whenever: -ne zaman … -sa
Paul always gets nervous whenever he has to give a presentation.
(Paul ne zaman sunum yapmak zorunda kalsa daima gerginleşir.)

While / Whilst: -irken
While / Whilst working, I stayed in an apartment only 10 minutes' walk from my work place.
(Çalışırken iş yerime sadece 10 dakikalık yürüme mesafesinde bir dairede kaldım.)

Now that: -olduğu zaman / olduğuna göre …olur
Now that the meeting place has been settled on, we can talk about the agenda.
(Toplantı yerine karar verildiğine göre gündem hakkında konuşabiliriz.)

As long as: -olduğu sürece…, olur
The new manager will be given direct responsibility as long as she can increase the company's profits. (Yeni yöneticiye, şirketin kârını artırabildiği sürece doğrudan sorumluluk verilecektir.)

Bu konuyla ilgili olarak zaman cümlelerinde tense uyumu konusuna bakınız.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski