Throw, Toss, Chuck ve Hurl

Throw, Toss, Chuck ve Hurl Arasındaki Fark

Aşağıda verilen kelimelerin hepsinde de atmak, fırlatmak, savurmak anlamları vardır. Ancak, ayrıntıları da aşağıda verilmiştir.

Throw
"Throw", atmak, fırlatmak; elinizi veya kolunuzu hızlı bir şekilde hareket ettirerek elinizden hava yoluyla bir şey göndermek anlamına gelir.

The public are requested not to throw waste paper in the park.
(Halktan parka atık kağıt atılmaması isteniyor.)
Students threw their hats in the air at the end of the ceremony.
(Öğrenciler tören sonunda şapkalarını havaya attılar.)
After reading the letter, he threw it in the waste - paper basket.
(Mektubu okuduktan sonra atık kağıt sepetine attı.)

Toss
 "Toss", yavaşça veya rastgele saçmak, hızlı ve ya hafif bir hareketle bir şey atmak anlamına gelir.

You should toss out all those old magazines.
(Tüm o eski dergileri atmalısın.)She crumpled the letter and tossed it into the fire.
(Mektubu buruşturup ateşe attı.)
The crowd cheered,  tossing confetti into the air.
(Kalabalık, havaya konfeti fırlatarak tezahürat yaptı.) 

Chuck
"Chuck", savurmak; dikkatsizce bir şey atmak anlamına gelir.

You cannot chuck money away on little luxuries like that.
(Böyle küçük lüks şeylere para parayı böyle savuramazsın.)
Tim chucked all his old clothes away when he moved house.
(Evi taşındığında, Tim tüm eski kıyafetlerini attı.)
They got chucked out of the pub for fighting.
(Kavga ettikleri için bardan dışarı atıldılar.)

Hurl
"Hurl", fırlatmak, bir şeyi şiddetle atmak anlamına gelir.

The outfielder hurled the ball towards the infield.
(Dış saha oyuncusu topu sahaya doğru fırlattı.)
The soldier grabbed the grenade and hurled it back at the enemy.
(Asker el bombasını aldı ve düşmana geri fırlattı.)
The boys hurled their pillows at one another from across the hotel room.
(Çocuklar, otel odasında karşıdan karşıya birbirlerine yastıklarını fırlattılar.)

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski