Pour ve Spill Arasındaki Fark
Pour"Pour" dökme; koymak, bir maddenin bir kaptan başka bir kaba, genellikle kasıtlı bir şekilde aktarılması, akıtılması anlamına gelir.
She spilled the milk while she was pouring it into a glass.
Don't pour hot water into the glass or it will crack.
(Bardağa sıcak su dökmeyin yoksa çatlayacaktır.)
Some manufacturers pour dirty water into rivers.
(Bazı üreticiler kirli suları nehirlere döküyor.)
The new Government pours billions of pounds into its massive road-building programme.
(Yeni Hükümet, devasa yol yapımı programına milyarlarca pound yüklüyor.)
Spill
"Spill" dökülme, bir kabın kenarından bir sıvının (veya başka bir şeyin) genellikle kazara bir şekilde akması durumunda kullanılır.
Some manufacturers pour dirty water into rivers.
(Bazı üreticiler kirli suları nehirlere döküyor.)
The new Government pours billions of pounds into its massive road-building programme.
(Yeni Hükümet, devasa yol yapımı programına milyarlarca pound yüklüyor.)
Spill
"Spill" dökülme, bir kabın kenarından bir sıvının (veya başka bir şeyin) genellikle kazara bir şekilde akması durumunda kullanılır.
She spilled the milk while she was pouring it into a glass.
(Sütü bir bardağa koyarken, döktü.)
I accidentally spilled coffee all over my new suit.
(Yanlışlıkla yeni elbisemin üstüne kahve döktüm.)
If you spill red wine on your carpet, pour salt on it to remove it.