Kill, Murder, Assassinate, Slay, Slaughter ve Exterminate

Kill, Murder, Assassinate, Slay, Slaughter  ve Exterminate Arasındaki Fark

Aşağıda verilen kelimelerin hepsi "öldürmek" ile ilgilidir. Tabii ki öldürmenin de çeşitleri olduğunu göz önünde bulundurursak, bu farkları da İngilizce ifade etmeyi öğreneceğiz.

Kill
"Kill", öldürmek eyleminin en genel ifadesidir. Birinin kaza sonucu, kasten  veya bir şeyin sonucu olarak ölümü için kullanılır.

The famous boxer killed a fierce wolf with his bare hands.
(Ünlü boksör vahşi bir kurdu çıplak elleriyle öldürdü.)
The use of pesticides is killing off birds, fish and wildlife.
(Böcek ilacı kullanımı kuşları, balıkları ve vahşi hayvanları öldürüyor.)
Smoking kills more people each year than alcohol and drugs combined.
(Sigara içmek her yıl alkol ve uyuşturucunun toplamından daha fazla insanı öldürüyor.)
Our immune systems are killing billions of germs right now.
(Bağışıklık sistemlerimiz şu anda milyarlarca mikrop öldürüyor.)

Murder
Fiil olarak "Murder", cinayet işlemek, başka bir varlığın, özellikle bir insanın kasten öldürülmesi eylemidir. İsim olarak ta kullanılabilir. İsim olarak ta kullanılabilir.

He went to prison because he murdered an old lady.
(Yaşlı bir kadını öldürdüğü için hapse girdi.)
He was arrested and accused of murdering his wife.
(Tutuklandı ve karısını öldürmekle suçlandı.)
In the doctor's opinion he was sane at the time of the murder.
(Doktora göre cinayet anında onun aklı başındaydı.)

Assassinate
Birini suikast düzenleyerek öldürmek

Lee Harvey Oswald assassinated President Kennedy  in Dallas in 1963.
(Lee Harvey Oswald, 1963'te Dallas'ta Başkan Kennedy'ye suikast düzenledi.)
Abdullah Ibn Hussein , King of Jordan, was assassinated in Jerusalem.
(Ürdün Kralı Abdullah İbn Hüseyin, Kudüs'te suikasta kurban gitti.)

Slay
Vahşice öldürmek, katletmek

Two women were brutally slain last night.
(Dün gece iki kadın vahşice öldürüldü.)
The heroe slays dragon and saves the maiden  in the ivory tower.
(Kahraman ejderhayı öldürür ve fildişi kuledeki bakireyi kurtarır.)

Slaughter
Fiil olarak katliam yapmak, kurban etmek, keserek öldürmek anlamlarına gelir. İsim olarak ta kullanılabilir.

The invading army slaughtered a lot of people.
(İşgalci ordu birçok insanı katletti.)
The British government has had to slaughter millions of farm animals that are diseased.
(İngiliz hükumeti hasta olan milyonlarca çiftlik hayvanını katletmek zorunda kaldı.)
The slaughter of whales is unnecessary and inhuman.
(Balinaların katledilmesi gereksiz ve insanlık dışıdır.)

Exterminate
Kökünü kurutmak, toptan yok etmek

Woodpeckers can exterminate insect pests hiding in trees.
(Ağaçkakanlar, ağaçlarda saklanan böcek zararlılarını yok edebilir.)
I'm worried that robots will exterminate the human race in the future.
(Robotların gelecekte insan ırkını yok edeceğinden endişeleniyorum.)

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski