Jump, Hop, Skip ve Leap

Jump, Hop, Skip ve Leap Arasındaki Fark

Aşağıda verilen kelimelerin hepsinin de anlamı hoplamak, zıplamaktır. Ancak farklılıklar nelerdir onlara bakalım:

Jump
"Jump", atlamak, zıplamak; ayaklarınızı kullanarak kendinizi yerden iterek gerçekleştirilen bir eylemdir.

She jumped out of the car and sprinted for the front door.
(Arabadan atlayıp ön kapıya doğru koştu.)
The children were jumping up and down with excitement. 
(Çocuklar heyecanla aşağı yukarı zıplıyorlardı.)
He jumped with joy when he heard the good news.
(İyi haberi duyunca sevinçle zıpladı.)

Hop
"Hop", zıplamak, hoplamak; hızlı bir atlama veya bir dizi sıçrayıştır.

The little bird hopped across the grass.
(Küçük kuş çimlerin üzerinde hopladı.)
We crossed the stream by hopping from one rock to another. 
(Bir kayadan diğerine atlayarak dereyi geçtik.)
The newspaper boy hopped onto his bicycle, and rode away.
(Gazeteci çocuk bisikletine atladı ve uzaklaştı.)
Rabbits never walk or run anywhere, but always hop or leap.
(Tavşanlar hiçbir zaman hiçbir yere yürümez veya koşmaz, ama her zaman zıplayıp atlar.)

Leap
"Leap", zıplamak, atlamak; bir yerden diğerine büyük bir sıçrama yapmak.
The frog leapt from the little boy's hand into the pond.
(Kurbağa küçük çocuğun elinden göle atladı.)
The horse leaped the stone wall. 
(At taş duvarın üzerinden sıçrayıp atladı.)
The kids were leaping from rock to rock in order to cross the river.
(Çocuklar nehri geçmek için kayadan kayaya atlıyorlardı.)
Humpback whales sometimes leap right out of the water.
(Kambur balinalar bazen sudan dışarıya doğru zıplarlar.)

Skip
"Skip", sekmek, atlamak; her adımdan sonra küçük bir hızlı atlamadır.

The little girls were skipping rope, and singing loudly.
(Küçük kızlar ip atlayıp yüksek sesle şarkı söylüyorlardı.)
She skipped happily down the path. 
(Mutlu bir şekilde patikadan aşağı hoplayarak gitti.)
He sometimes throws walking stick away and skips.
(Bazen bastonu atıp zıplaya zıplaya yürüyor.)

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski