Confidant ve Confident Arasındaki Fark
Sırdaş, güvenilebilecek kişi, dert ortağı.
Richard became my confidant and house friend.
(Richard, sırdaşım ve ev arkadaşım oldu.)
Even his close confidant friend described him in later years as imprudent.
(Yakın sırdaş arkadaşı bile daha sonraki yıllarda onu düşüncesiz olarak nitelendirdi.)
She was quite confident that her confidant would keep her secret.
(Sırdaşının sır saklayacağından oldukça emindi.)
Confident
Kendinden emin olan, pozitif, kendine güveni olan ve kişinin kendisi hakkında iyi hissetmesi anlamına gelir.
I feel confident that we will win.
(Kazanacağımıza eminim.)
He's got more confident as he's got older.
(Yaşlandıkça kendine olan güveni daha çok arttı.)
Adam came out of the interview feeling quietly confident.
(Adam kendini oldukça emin hissederek iş görüşmesinden çıktı.)
