Bright, Shine, Glare, Glow, Flicker, Sparkle, Glitter, Glisten

Bright, Shine, Glare, Glow, Flicker, Sparkle, Glitter, Glisten Arasındaki Fark

Aşağıda verilen kelimelerin hepsinin aydınlanma, parlama, ışıldama, ışık saçma ile ilgili anlamları var ancak her kelimenin kendine uygun anlamları da var. Biz bu farkı öğreneceğiz.

Bright
"Bright" bir sıfattır. "Parlak, aydınlık" anlamına gelir

The rooms were bright and airy.
(Odalar aydınlık ve havadardı.)
The overhead lights in the stadiums  are very bright.
(Stadyumlarda tepe ışıkları çok parlaktır.)

Shine
"Shine"  fiildir bir. Işık vermek, parlamak anlamına gelir

Stars can not shine without darkness.
(Yıldızlar karanlık olmadan parlayamazlar.)
The sun was shining through the clouds.
(Güneş bulutların arasından parlıyordu.)

*Glare
"Glare" hem isim hemde fiildir. Fiil orak göz kamaştıracak şekilde parlamak anlamında kullanılır.

The glare of the headlights almost blinded us.
(Farların parlaması neredeyse bizi kör etti.)
Bright evening sunlight glared through the windscreen.
(Parlak akşam güneş ışığı ön camdan göz kamaştırıyordu.)

Glow
"Glow" Hem isim hemde fiil olarak kullanılabilir. Kor şeklinde ateşin parlaması, kızarmış olması anlamında kullanılır.
The coals glowed in the fireplace.
(Kömürler şöminede parlıyordu.)

Flicker
"Flicker" bir fiildir. Bir şeyin titreyerek yanması, kısa kısa yanıp sönmesi anlamına gelir.
Lights flicker on throughout the house at the touch of a single button.
(Tek bir düğmeye dokunarak evin her yerinde ışıklar yanıp söner.)

Sparkle
"Sparkle" hem isim, hemde fiildir. Işıldamak, kıvılcım saçmak, küçük ışık parlamaları ile parıldamak anlamınalarına gelir.
The water sparkled in the bright sunlight.
(Su, parlak güneş ışığında ışıldadı.)
The sky sparkled (verb) with brilliant stars.
The sparkles (noun) of light on water

Glitter
"Glitter" hem fiil hemde isimdir. Parlak ışık noktalarıyla parlamak, parıldamak anlamına gelir.

The sky is glittering with stars.
(Gökyüzü yıldızlarla parıldıyor.)
A large diamond glittered on her ring finger.
(Yüzük parmağında büyük bir elmas ışıldıyordu.)

Glisten
"Glisten" bir fiildir. Parıldamak, ışıldamak, ıslak bir yüzeye yansıyan ışıkla parlamak demektir.
Her eyes glistened with emotion.
The leaves were glistening with dew in the early morning.
(Yapraklar sabahın erken saatlerinde çiğ ile parlıyordu.)

*Glare ayni zamanda ters ters bakmak anlamında kullanımı da var.
He glared at Claudia as if she were his mortal enemy.
(Claudia'ya ölümcül düşmanıymış gibi dik dik baktı.)

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski