(Would) Prefer / Would rather

Prefer : Tercih etmek

Bu dersimizde, prefer (tercih etmek) fiilini ve cümle içinde kullanımını - geniş olarak - öğreneceğiz.
Prefer fiilinden sonra bir isim veya sonuna - ing eki gelmiş bir fiil kullanılır. Bu şekilde genel tercihlerimiz belirtmiş oluruz.
Bir şeyi başka bir şeye tercih ettiğimizi söylemek için "to' yu kullanırız.
  • I prefer watching a sitcom to watching news. (Ben, bir durum komedisi seyretmeyi haberleri seyretmeye tercih ederim.)
  • My brother prefers cartoons to news. (Erkek kardeşim, çizgi film seyretmeyi haberlere tercih eder.)
  • Esra prefers playing computer games to watching television. (Esra, bilgisayar oyunları oynamayı, televizyon seyretmeye tercih eder.)
  • He prefer animations to cartoons. (O, animasyon filmleri çizgi filmlere tercih eder.)
  • You prefer sitcoms to quiz shows. (Sen, durum komedilerini yarışma programlarına tercih edersin.)
  • My mother prefers staying at home and watching series every day. (Annem, hergün evde kalmayı ve dizi filmleri seyretmeyi tercih eder.)
  • They prefer watching a football match on TV. (Onlar, televizyonda bir futbol maçı seyretmeyi tercih eder.)
  • We prefer watching TV four hours every day. (Biz, hergün dört saat televizyon seyretmeyi tercih ederim.)
  • She always prefers sending e-mails to writing letters. (O, daima elektronik posta göndermeyi mektup yazmaya tercih eder.)
Olumsuz yapıda tercih edilmeyen nesne veya eylem anlatılır. Örnekleri inceleyiniz.
  • I don't prefer morning talk shows. (Ben, sabah sohbet programlarını tercih etmem.)
  • You don't prefer watching TV while doing your homework. (Sen, ev ödevini yaparken, televizyon seyretmeyi tercih etmezsin.)
  • My brother doesn't prefer watching TV before completing his homework. (Erkek kardeşim, ödevini tamamlamadan önce, televizyon seyretmeyi tercih etmez.) 
  • I don't prefer eating chips and drinking cola. (Ben, cips yemeyi ve kola içmeyi tercih etmem.) 
  • My brother doesn't prefer eating junk food at school. (Erkek kardeşim, okulda abur cubur yemeyi tercih etmez.)
  • They don't prefer watching weather forecast on TV. (Onlar, televizyonda hava durumunu seyretmeyi tercih etmezler.)
  • We don't prefer talk shows to reality shows, because they are very amusing. (Biz, sohbet programlarını realite programlarına tercih etmeyiz, çünkü onlar çok komiktir.)
Bir nesne veya eylemin neden tercih edilip edilmediğinin sebebi belirtilirken because ile başlayan bir yan cümlecik kullanılır.
  • She prefers watching stand-up shows on TV, because they make her smile. (O, televizyonda durum komedileri seyretmeyi sever, çünkü onlar onu gülümsetir.)
  • Rose doesn't prefer watching quiz shows, because she thinks they are nonsense. (Rose, yarışma programlarını seyretmeyi sevmez, çünkü o, onların anlamsız (saçma) olduğunu düşünür.)
  • We don't prefer watching TV much, because it makes us passive and very angry. (Biz, çok televizyon seyretmeyi tercih etmeyiz, çünkü bizi pasif ve çok öfkeli yapar.)
  • I don't prefer having any red or white meat, because I am a vegetarian. (Ben, kırmızı veya beyaz et yemeyi tercih etmem, çünkü ben bir vejeteryanım.)
  • You usually prefer watching cookery shows on TV, because you are good at cooking different meals. (Sen, genellikle televizyonda yemek pişirme programlarını izlemeyi tercih edersin, çünki değişik yemekleri pişirmede başarılısın.)
  • They don't prefer living in Adana, because they don't like very hot places. (Onlar, Adana'da yaşamayı tercih etmezler, çünkü çok sıcak yerleri sevmezler.)
  • She doesn't like watching horror films, because they are frightening. (O, korku filmleri seyretmeyi sevmez, çünki onlar korkutucudur.)
  • I always prefer drinking a glass of milk at breakfast, because it is very healthy. (Ben, kahvaltıda daima bir bardak süt içmeyi tercih ederim, çünki o çok sağlıklıdır.)
Tercihimizin ne veya nasıl olduğu, vb. gibi seçenekler question words (soru kelimeleri) ile yapılmış sorularla öğrenilir. Örnekleri inceleyiniz.
  • What do you prefer doing? Staying alone at home or going out with your boyfriend? (Sen, ne yapmayı tercih edersin? Evde tek başına oturmayı mı yoksa erkek arkadaşınla dışarıya çıkmayı mı?)
  • I prefer staying alone at home. (Ben, evde tek başıma kalmayı tercih ederim.)
  • What kind of programmes do you prefer watching? (Sen, ne tür programları seyretmeyi tercih edersin?)
  • I prefer watching documentaries. (Ben, belgeselleri seyretmeyi tercih ederim.)
  • What do you think about soap operas? (Sen, pembe diziler hakkında ne düşünüyorsun?)
  • I think they are very exciting. (Ben, onların çok heyecan verici olduğunu düşünüyorum.)
  • What time is your favourite programme on TV? (Senin en sevdiğin televizyon programı saat kaçta?)
  • It is half past eight. (O, saat sekiz buçukta (yayında).)
  • Which TV programmes do you prefer? (Sen, hangi televizyon programlarını tercih edersin?)
  • I prefer talk shows. (Ben, sohbet programlarını tercih ederim.)
  • Which TV channel is your favourite film on this evening? (Senin en sevdiğin film, bu akşam hangi televizyon kanalında?)
  • It is on Vision TV this evening. (O, bu akşam Vizyon TV'dedir.)
  • Who spends his / her time eating and drinking in front of TV every day? (Kim, her gün televizyonun önünde yemek yiyerek ve içerek zamanını harcar?)
  • A coach potato always spends his / her eating and drinking in front of TV every day. (Bir televizyon bağımlısı, hergün, zamanını televizyon önünde yemek yiyerek ve içerek harcar.)
  • How long do you prefer watching TV every day? (Sen, hergün ne kadar süre televizyon seyretmeyi tercih edersin?)
  • I prefer watching TV an hour every day. (Her gün bir saat televizyon izlemeyi tercih ederim.)

Would Rather ve Would Prefer 

Belirli bir tercih hakkında konuştuğumuzda, would rather ve would prefer aynı anlama gelir ve birbirinin yerine kullanılabilir.

Would rather'den sonra fiilin yalın gelir.
  • We went to the theatre yesterday. Today I would rather go to the cinema.
Would prefer'den sonra 'to' mastarı veya bir isim gelir.
Not: Fiil "-ing" ile geldiğinde genel istek, tercihleri anlatır, "to" ile geldiğinde o an için geçerli olan tercihleri anlatır.
  • We went to the theatre yesterday. Today I would prefer to go to the cinema.
Bu eylem şimdiki veya gelecekteki olsa bile, diğer insanların tercihleri hakkında konuştuğumuzda, would rather'dan sonra kullandığımız cümlede geçmiş zaman  kullanırız.
  • The film is quite violent. I'd rather our children didn't watch it. (Film oldukça şiddet içerikliydi. Çocuklarımızın izlememesini tercih ederim.
  • I would rather you searched for the beginning of the world. (Dünya’nın başlangıcını araştırmanı tercih ederim.)
Yukarıdaki cümleleri aynı anlamda “would prefer” ile vermek istersek, “object + to do” biçiminde ifade etmemiz gerekir.
  • I would prefer him to earn less money than spend extra time at work.
  • They would prefer me not to live separately.
  • If you prefer her not to know, I won’t tell her
“would rather / sooner” yapılarından sonra isim kullanılmamasına karşın “would prefer” yapısından sonra isim kullanılabilir.
  • Would you prefer tea or coffee?

would rather . . . than / prefer ..... rather than

İki eylem arasından birinin diğerine tercih edildiği durumlarda iki eylem arasına than getirilir. Tercih edilen eylem than öncesinde, tercih edilmeyen eylem than sonrasında kullanılır.
  • I would rather go by car rather than walk. (Yürümektense arabayla gitmeyi tercih ederim.)
  • It's such nice weather – I'd rather sit in the garden than watch TV.
"Prefer" ve "would prefer" den sonra fiil "to" ile gelmişse tekrar "to" kullanılmaz, onun yerine "than" veya "rather than" kullanılır.

  • I would prefer to go by car rather than walk. (Yürümektense arabayla gitmeyi tercih ederim.)
  • It's such nice weather – I'd prefer to sit in the garden rather than watch TV.

Would Rather + Have + V3 (Present Perfect Tense)

Bu yapı geçmişte gerçekleştirilmiş veya gerçekleştirilmemiş bir eylemin pişmanlığını belirtir.
  • I would rather have stayed at home yesterday. It was rainy. Dün evde kalmayı tercih ederdim. Hava yağmurluydu. (Evde kalınmamış.)
  • I would rather not have stayed at home yesterday. It was sunny. Dün evde kalmamayı tercih ederdim. Hava güneşliydi. (Evde kalınmış.)
  • She was tired, and would rather have remained silent. O, yorgundu ve sessiz kalmayı tercih ederdi. (Anlaşılıyor ki ; sessiz kalınmamış veya sessiz kalmamaya zorlanmış.)
  • She would rather have left Ankara. Ankara’yı terk etmiş olmayı tercih ederdi.
  • It was necessary to laugh, when she would rather have cried. O, ağlamayı tercih ettiğinde, gülmek gerekiyordu.

Would Rather + Subject + Had + V3 (Past Perfect Tense)

– Bir başkasının gerçekleştirdiği veya gerçekleştirmediği eylemden dolayı pişmanlık belirtilecekse would rather kalıbından sonra eylemle ilişkili kişinin öznesi olduğu past perfect tense cümle kurulur.
  • I’d rather he had gone to the doctor. Doktora gitmesini tercih ederdim. (Doktora gidilmemiş.)
  • I’d rather he hadn’t gone to the doctor. Doktora gitmemesini tercih ederdim. (Doktora gidilmiş.)
  • She’d rather he had given her a rose. O, Onun ona bir gül vermesini tercih ederdi. (Gül verilmemiş.)
  • She’d rather he hadn’t given her a rose. O, Onun ona bir gül vermemesini tercih ederdi. (Gül verilmiş.)
  • I would rather she had served as a teacher. Öğretmen olarak görev yapmış olmasını tercih ederdim. (Öğretmen olarak görev yapılmamış.)
  • I would rather she hadn’t served as a teacher. Öğretmen olarak görev yapmamasını tercih ederdim. (Öğretmen olarak görev yapılmış.)

Like Something Better Than Something Else

  • I like coffee better than tea.
  • I like walking better than running.
  • She likes swimming better than sunbathing on the beach.
Eğer, geçmişte tercih ettiğimiz eylem, istediğimiz yönde gerçekleşmişse, bunu ifade etmek için "would rather" ya da "would sooner" kullanamayız. Çünkü, her ikisi de "geçmişte tercih ederdim, ama olmadı" anlamını verir. Geçmişte şu eylemi yapmayı tercih ederdim ve yapardım" biçimindeki bir ifadeyi "like" ve "prefer" ile verebiliriz.
  • When Tom was a child, he preferred staying with his grandma to living with his mother.
  • Tom liked staying with his grandma better than living with his mother. (Result: He stayed with his grandma.)
  • Mike preferred working in the office to visiting clients for their monthly payment.
  • Mike liked working in the office better than visiting clients for their monthly payment.
  • Sally would preferred watching TV with her family to going out with her friends.
  • Sally liked watching TV with her family better than going out with her friends.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski