Translation (English - Turkish) - Çözüm ve Yaklaşımlar - 2

YDS’de 3 İNG-TR ve 3 TR-İNG olmak üzere toplam 6 adet çeviri sorusu vardır. Çeviri sorularını çözerken cümlenin tamamını çevirmeye çalışmak hem zaman kaybıdır hem de tamamını sınav esnasında çevirmek genellikle mümkün olmadığı için yanlış cevaba yönelebiliriz. Bunun yerine şu sıralamayı izlemekte fayda vardır:

· Özne – Yüklem
· Bağlaç
· Clause (Adj Cl., Noun Cl., If Cl.)
· Comparative & Superlative yapıları
· Sıfat & Zarf

Çeviri sorularında şunlara dikkat edilmesi gerekir:

· Ana cümlenin öznesi tekil mi çoğul mu?
· Ana cümlenin öznesi sıfat cümlesi ile nitelenmiş bir özne mi değil mi?
· Cümle durum cümlesi mi fiil cümlesi mi?
· Yüklemin zamanı (Present / Past /Future / Modal, vb.)
· Yüklemin Yapısı (Aktif / Pasif)
· Ne tür bağlaç kullanıldığı
· Bağlaçların ve ana cümlenin özne veyüklemi gibi “Neither … nor …”, “both … and …”, “as … as …” veya comparative / superlative gibi oldukça belirgin yapılar var mı?
· Bağlaçların tek bir anlamına değil aynı doğrultuda çeşitli anlamlarını da göz önünde bulundurmak. Örneğin:
· “Although”: -e rağmen, -sa da, -dığı halde, -e karşın
· If: eğer, -se, -sa, -dığı takdirde, şayet, -dığı sürece
· Ayrıca soruya nereden başlanacağına karar vermek de çözüm için oldukça önemlidir.

1. Music in Western Europe in the fifteenth and sixteenth centuries reached such a high point of development that, like painting and sculpture, it constituted one of the most brilliant aspects of the era.

A) Batı Avrupa’da müzik, on beşinci ve on altıncı yüzyıllarda yüksek bir gelişme noktasına ulaşmış olup, resim ve heykelin yanı sıra, döneminin parlak bir yönünü ortaya koymuştur.
B) On beşinci ve on altıncı yüzyıllarda Batı Avrupa’da müzik, öylesine yüksek bir gelişme noktasına ulaştı ki, resim ve heykel gibi, dönemin en parlak yönlerinden birini oluşturmuştur.
C) Müzik, on beşinci ve on altıncı yüzyıllarda, resim ve heykele benzer yüksek bir gelişme göstermiş ve döneminin parlak bir yönünü oluşturmuştur.
D) On beşinci ve on altıncı yüzyıllarda Batı Avrupa’ da yüksek bir gelişme gösteren müzik, tıpkı resim ve heykel gibi, döneminin en parlak yönünü temsil etmektedir.
E) Müziğin, on beşinci ve on altıncı yüzyıllarda Batı Avrupa’da yüksek bir gelişme düzeyine ulaşmış olması, tıpkı resim ve heykel gibi, dönemin çok parlak bir yönünü ortaya koymaktadır.

(Soru kökünde ana cümlenin yüklemi ‘reached = ulaştı’ ve ‘such … that = o kadar … ki’ yapısından sonraki yan cümlenin yüklemi ‘constituted = oluşturmuştur’ ifadeleridir. Bu kalıplara uyan doğru cevap B şıkkıdır.)

2. James Joyce, whom Samuel Beckett knew in Paris in the 1920s, had a great impact on Beckett’s thinking regarding the art of writing.

A) Samuel Beckett’in 1920’lerde Paris’te tanıdığı James Joyce’un, Beckett’in yazma sanatıyla ilgili düşünceleri üzerinde büyük bir etkisi oldu.
B) James Joyce’un yazma sanatı konusundaki düşüncelerinden çok etkilenen Samuel Beckett, onu 1920’lerde Paris’te tanımıştı.
C) Samuel Beckett 1920’lerde James Joyce’la Paris’te tanıştıktan sonra, yazma sanatı konusundaki düşünceleri bir ölçüde değişti.
D) James Joyce 1920’lerde Paris’te tanıdığı Samuel Beckett’in yazma sanatı konusundaki düşüncelerini büyük ölçüde etkiledi.
E) 1920’lerde Paris’te yaşayan Samuel Beckett’in yazma sanatı konusundaki düşünceleri James Joyce sayesinde tamamıyla değişti.

(Bu sorunun yüklemi ‘had a great impact’ yani büyük etkisi oldu ifadesidir. D şıkkının yüklemi olan ‘etkiledi’ kelimesi buna yakın anlamlı olduğu için elenmemesinde fayda vardır. B şıkındaki ‘tanımıştı’, C ve E şıklarındaki ‘değişti’ kelimeleri soru kökündeki yüklemin anlamına uymadığı için bu şıklar elenir. Dikkat edildiğinde soru kökündeki özenin iki virgül arasındaki ifadeyle nitelendiği görülebilir. “James Joyce, whom Samuel Beckett knew in Paris in the 1920s, = Samuel Beckett’in 1920’lerde Paris’te tanıdığı James Joyce” özne yapısına dikkat edilirse doğru cevabın A şıkkı olduğu görüleblir.)

3. How advertisement affect both the audience and those who rely on advertising for their income is one of the most important debates on the media.

A) Medyayla ilgili en önemli tartışmalardan biri de rekamların hem izleyiciyi hem de reklamlardan kazanç sağlayanları nasıl etkilidiği olmuştur.
B) Medyayla ilgili en önemli tartışmalardan biri reklamların hem izleyiciyi hem de gelirleri için reklamlara bel bağlayanları nasıl etkilediğidir.
C) Reklamların hem izleyiciyi hem de gelirleri için reklamlara bel bağlayanları nasıl etkilediği medyayla ilgili en önemli tartışmalardan biridir.
D) Reklamların hem izleyiciyi hem de reklamlardan gelir elde edenleri nasıl etkilediği medya hakkındaki en önemli tartışmalardan birini oluşturmaktadır.
E) Reklamlardan gelir elde edenlerin ve izleyicilerin reklamlardan nasıl etkilendikleri medyayla ilgili en önemli tartışmalardan birinin konusudur.

(Cümlenin öznesinde “how” ile başlayan bir noun clause yapısı vardır ve noun clause yapısının yüklemi ise “affect” yani etkilemek kelimesidir. Dolayısıyla “... nasıl etkilediği” ana cümlenin öznesi olmalıdır. A ve B şıkkında bu yapı yüklem durumunda verildiği için elenir. E şıkkında “nasıl etkilendikleri” pasif yapı verildiği için elenir. Ana cümlenin yüklemi “is one of the most important debate” yani “en önemli tartışmalardan biridir”. Ancak D şıkkında “oluşturmaktadır” fiil yapısı verilmiş. Bu duruma tek uyan doğru cevap C şıkkıdır.)

4. Textbooks are viewed as a means of presenting established bodies of knowledge to students.

A) Ders kitapları, yerleşmiş olan bilgiyi öğrencilere takdim eden araçlar olarak görülür.
B) Yerleşmiş olan bilgi, öğrencilere ders kitapları aracılığıyla aktarılmaktadır.
C) Ders kitaplarının yerleşmiş olan bilgiyi öğrencilere aktarma işlevi bulunmaktadır.
D) Yerleşmiş olan bilgiyi öğrencilere sunan ders kitapları bir araç olarak görülmektedir.
E) Öğrenciler, yerleşmiş olan bilgiyi ders kitapları aracılığıyla edinir.

(Soru kökünde cümlenin öznesi ‘textbooks’, yüklemi ise ‘are viewed’ olduğu açıkça görülebilir. Sorunun yüklemi pasif (edilgen) bir yapıda olduğu için, yüklemi aktif olan C ve E şıkkı elenir. B şıkkı ‘görmek / değerlendirmek’ anlamlarına gelen ‘view’ kelimesine uymadığı için elenir. D şıkkına bakıldığında, öznenin nitelenmiş bir yapı olduğu görülüyor, ancak soru kökünde herhangi bir niteleme ifadesi kullanılmamıştır. A şıkkındaki ‘presenting = takdime eden’, ‘as a means of = bir araç olarak’ ve ‘are viewed = görülür’ yapılarından dolayı doğru cevap A şıkkıdır.)

6. Despite the rapid industrialization of countries such as China and India, climate change is neither any one country’s fault nor any one country’s responsibility.

A) Çin ve Hindistan’ın hızlı sanayileşmesi nedeniyle oluşan iklim değişikliği, kesinlikle başka bir ülkenin suçu veya sorumluluğu değildir.
B) Çin ve Hindistan gibi ülkelerin hızlı sanayileşmelerine rağmen, iklim değişikliği, ne herhangi tek bir ülkenin hatasıdır, ne de herhangi tek bir ülkenin sorumluluğudur.
C) Çin ve Hindistan dahil, pek çok ülkenin hızla sanayileşmesi sonucu ortaya çıkan iklim değişikliği, herhangi bir ülkenin suçu olmadığı gibi, sorumluluğu da değildir.
D) Tek bir ülkenin suçu veya sorumluluğu olmayan iklim değişikliği, Çin ve Hindistan dahil, pek çok ülkenin hızla sanayileşmesi sonucunda ortaya çıkmıştır.
E) Çin ve Hindistan’ın yanı sıra, çeşitli ülkelerin hızla sanayileşmesi, iklim değişikliğine yol açmış olup, tek bir ülke suçlu veya sorumlu değildir.

(Soruda verilen ‘despite’ olumsuzluk bağlacının B şıkkı dışında hiçbir şıkta olmadığı görülüyor. Ayrıca soru kökündeki ‘neither … nor … = ne … ne …’ yapısı yine sadece B şıkkında vardır. Doğru cevap B şıkkıdır.)

7. Reptiles and insects have no need to sweat because, unlike mammals, they do not need to maintain a constant body temperature.

A) Memelilerin sabit bir vücut ısısını korumak için terlemeye ihtiyaçları vardır fakat sürüngenler ve böcekler için aynı durum söz konusu değildir.
B) Sürüngenler ve böcekler terlemeye ihtiyaç duymaz çünkü memelilerin aksine sabit bir vücut ısısını korumaları gerekmez.
C) Memelilerin sabit bir vücut ısısını korumak için terlemeleri gerekmektedir ancak sürüngenlerin ve böceklerin buna ihtiyacı yoktur.
D) Sürüngenler ve böcekler, sabit bir vücut ısısını korumaları gerekmediği için, memeliler gibi terlemeye ihtiyaç duymazlar.
E) Sürüngenlerin ve böceklerin terlemeye ihtiyaçları yoktur çünkü memelilerde olduğu gibi sabit bir vücut ısısını korumaları gerekmez.

(Soruda verilen özne “Reptiles and insects” yani “sürüngenler ve böcekler” yapısıdır. Ancak A ve C şıklarında bu özne karşılanmamıştır dolayısıyla bu şıklar elenir. Soru köküne verilen “unlike” yani “aksine” bağlacını geri kalan şıklarda tek karşılayan doğru cevap B şıkkıdır.)

8. It is true that power nourishes all relationships, but only equally shared power can create happy individuals and satisfying marriages.

A) Bütün ilişkileri besleyen şeyin güç olduğu doğrudur, ancak mutlu bireyler ve tatminkar evlilikler, güç sadece eşit paylaşılırsa yaratılabilir.
B) Bütün ilişkilerin güçle beslendiği doğrudur, ancak güç sadece eşit olarak paylaşıldığında mutlu bireyler ve tatminkar evlilikler yaratabilir.
C) Gücün bütün ilişkileri beslediği doğrudur, ancak güç sadece eşit olarak paylaşıldığında mutlu bireyler ve tatminkar evlilikler yaratabilir.
D) Gücün bütün ilişkileri beslediği doğrudur, ancak mutlu bireyler ve tatminkar evlilikler sadece eşit olarak paylaşılan güçle yaratılabilir.
E) Gücün bütün ilişkileri beslediği doğrudur, ancak sadece eşit olarak paylaşılan güç mutlu bireyler ve tatminkar evlilikler yaratabilir.

(Soru kökünde “but” bağlacı ile ayrılan iki cümle var. Birinci cümlenin yüklemi “nourish” yani aktif yapıdadır. B şıkkında ise “beslendiği” ifadesi pasif olduğu için bu şık elenir. Bağlaçtan sonraki cümlenin yüklemi “can create” yani yine aktif bir yapıdır. D şıkkının yüklemi pasif olduğu için bu şık da elenir. A şıkkında “güç sadece eşit paylaşılırsa” şart yapısının soru kökünde karşılığı olmadığı için elenir. C şıkkında “güç sadece eşit olarak paylaşıldığında” bir “when” yapı gerektirdiği için ve soruda karşılığı olmadığı için elenir. En belirleyici unsur olan “only equally shared power” E şıkkında “sadece eşit olarak paylaşılan güç” olarak verilmiştir. Cevap E şıkkıdır.)

9. The notion of algorithm, a procedure for arriving at a solution by a sequence of elementary steps, was also familiar to the ancient Greeks, as can be seen in Euclid’s algorithm used even today.

A) Bir dizi temel adımla bir çözüme ulaşma prosedürü olan algoritma kavramı, Öklid’in bugün bile kullanılan algoritmasında da görülebileceği üzere antik Yunanlılar tarafından da bilinmekteydi.
B) Algoritma kavramı, yani bir dizi temel adımla bir çözüme ulaşma prosedürü, Öklid’in bugün bile kullanılan algoritmasında da görülebileceği gibi antik Yunanlılar döneminde de bilinmekteydi
C) Bir temel adımlar zinciri ile bir çözüme ulaşma prosedürü olan algoritma kavramı, Öklid’in algoritmasında da görülebileceği üzere bugün olduğu gibi antik Yunanlılar zamanında da biliniyordu.
D) Bir temel adımlar dizisiyle bir çözüme ulaşma prosedürü olan ve antik Yunanlılar tarafından da bilinen algoritma kavramı, Öklid’in bugün bile kullanılan algoritmasında görülebilir.
E) Öklid’in bugün bile kullanılan algoritmasında da görülebileceği üzere antik Yunanlılar tarafından da bilinen algoritma kavramı, bir dizi temel adımla bir çözüme ulaşma prosedürüdür.

(Soru kökünde özne “The notion of algorithm” yapısıdır ve “a procedure for arriving at a solution by a sequence of elementary steps” sıfat cümlesi ile nitelenmiştir. B şıkkında nitelenmiş özne verilmediği için bu şık elenir. D ve E şıklarında “antik Yunanlılar tarafından da bilinen algoritma kavramı” yapısı özneyi niteleyen durumda verilmiştir. Fakat bu yapı soru kökünde yüklemden sonra verildiği için D ve E şıkları elenir. Soruda verilen “Euclid’s algorithm used even today” yapısı içerisinde “bile (even)” kelimesinin karşılığı C şıkkında olmadığı için bu şık da elenir. Geriye doğru cevap A şıkkı kalır.)

10. The amount and severity of global warming depend on how much greenhouse gas we add to the atmosphere.

A) Atmosfere ne kadar sera gazı ilâve edersek, buna bağlı olarak, küresel ısınmanın miktarı ve yoğunluğu değişir.
B) Küresel ısınmanın miktarı ve şiddeti, atmosphere ne kadar sera gazı ilâve ettiğimize bağlıdır.
C) Küresel ısınmanın miktarına ve şiddetine bağlı olarak, atmosfere ne kadar sera gazı ilâve ettiğimiz anlaşılabilir.
D) Atmosfere ilave ettiğimiz sera gazının ne miktarda olduğu, küresel ısınmanın miktar ve yoğunluğuna bağlıdır.
E) Atmosfere ne ölçüde sera gazı ilâve ettiğimize bağlı olarak, küresel ısınmanın miktarı ve şiddeti anlaşılır.

–e dayanmaktadır fiili de iki seçenekte bulunuyor. Ancak küresel ısınmanın miktarı ve şiddeti öznesi yalnızca B’de var. D yanlış. Yine üstteki soru doğru. Cevap: B

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski