Translation (English - Turkish) - Test - 1

1. Scientists working in the nuclear industry claim that the risk of radioactive waste escaping from one of their plants during routine operation is very small indeed.
  A) Nükleer endüstride çalısan bilim adamları, küçük santrallerden birinin bakımı sırasında sızan radyoaktivitenin gerçekten çok tehlikeli olduğunu ileri sürüyorlar.
  B) Bilim adamları, nükleer endüstride çalısan birinin, santrallerin rutin bakımı sırasında sızan radyoaktiviteye maruz kalma riskinin gerçekten çok az olduğunu söylüyorlar.
  C) Nükleer endüstride çalısan bilim adamları, santrallerden birinin rutin bakımı sırasında sızan radyoaktivite tehlikesinin gerçekten çok küçük olduğunu iddia ediyorlar.
  D) Bilim adamları, nükleer santrallerin bakımı sırasında sızan radyoaktif maddenin bosa gitmesinin gerçek bir kayıp olduğuna dikkati çekiyorlar.
  E) Bilim adamları, santrallerin bakımı sırasında radyoaktif maddelerin sızabildiğini, ancak bu tehlikenin gerçekten çok küçük olduğunu belirtiyorlar.
2. The crowd waiting in the square began to grow impatient as the hours went by and the minister didn't turn up.
  A) Saatlerce alanda bekledikten sonra, bakanın gelmeyeceğini öğrenen kalabalık sinirlendi.
  B) Alanda bakanın gelmesini bekleyen kalabalık, saatler ilerledikçe sabırsızlanmaya başladı.
  C) Bakanın konusması uzadıkça, saatlerdir alanda beklemekte olan kalabalık sabırsızlanmaya başladı
  D) Saatler ilerleyip de bakan gelmeyince, alanda bekleyen kalabalık sabırsızlanmaya başladı.
  E) Bakanın vaktinde gelmemesi, saat lerdir alanda bekleyen kalabalık arasında huzursuzluğa yol açtı.
3. Agriculture experts focus their researches on reducing the reliance on pesticides and fertilizers that, when overused, poison the soil.
  A) Tanrım uzmanları arastırmalarını, fazla kullanıldığında toprağı zehirleyen böcek ilacı ve gübreye bağımlılığı azaltma noktasında yoğunlastırmaktadırlar.
  B) Böcek ilacı ve gübre üzerine arastırma yapan tarım uzmanları, fazla kullanıldığında, bu maddelerin toprağı zehirlediğini belirtmislerdir.
  C) Tarım uzmanları, böcek ilacı ve gübrenin fazla kullanılmaması gerektiğini, aksi takdire toprağın zehirlenebileceğini ifade ediyorlar.
  D) Tarımda böcek ilacı ve gübre kullanımının azaltılması için çalısan uzmanlar, fazla kullanıldığı zaman, bu maddelerin toprağı zehirlediğini söylemektedirler.
  E) Tarım uzmanları, fazla kullanıldığı zaman toprağı zehirleyen böcek ilacı ve gübrenin az kullanılması için çalısmalar yapmaktadırlar.
4. For fear that things might get worse, he didn't dare to inform the police about his being blackmailed.
  A) İşlerin daha kötüye gitmesinden korkarak, santaj olayını polise bildirmedi.
  B) İşler giderek daha kötü bir durum aldığı halde, korktuğu için, kendisine santaj yapıldığını polise söyleyemedi.
  C) İşler daha kötüye gidebilir korkusuyla, kendisine santaj yapıldığını polise bildirmeye cesaret edemedi.
  D) Kendisine santaj yapılınca o kadar korktu ki olayı polise bildirmeye bile cesaret edemedi.
  E) Santajcılar onu, isler daha kötüye gidebilir diye tehdit edince olayı polise bildirmekten korktu.
5. Having discovered that our rivals knew about our plan, we felt certain that there was a traitor in the group.
  A) Grupta bir hain olduğunu ispatlamak için rakiplerimizin planımızı bilip bilmediğini arastırdık.
  B) Grupta bir hain olduğu için, rakiplerimiz bizim planımızı öğreneceklerinden emindiler.
  C) Rakiplerimizin planımızı bildiklerini anlayınca grupta bir hain olduğundan emin olduk.
  D) Gruptaki hainin kimliğinden emin olamadığımız için rakiplerimizin planımızı öğrenmelerini önleyemedik.
  E) Grupta bir hain olduğundan ancak rakiplerimizin planımızı bildiğini anlayınca emin olabildik.
6. As he wasn't prepared for such ruthless criticism, the writer was really disappointed upon reading the review of his book.
  A) Kitabi hakkında övgüler bekleyen Yazar, çok acımasız bir elestiriyle karsılasınca hayal kırıklığına uğradı.
  B) Bu kadar acımasız bir elestiri beklemediği için yazar, kitabının elestirisini okuyunca gerçekten hayal kırıklığına uğradı.
  C) Kendini acımasız elestirilere hazırlamıs olan yazar, kitabi hakkındaki elestiriyi okuyunca gerçekten çok sasırdı.
  D) Kitabının bu kadar acımasız bir sekilde elestirilmesi yazarın hiç beklemediği bir seydi.
  E) Yazar kendini acımasız elestirilere hazırlamamıs olsaydı, kitabının elestirisini okuyunca hayal kırıklığına uğrardı.

Skorunuz =
Cevap Anahtarı:


Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski