PARAGRAFTA MAKSAT VE ÜSLUP
(PURPOSE AND STYLE)
Bu tür sorularda daha çok YDS, YÖKDİL, TOFEL ve benzeri sınavlarda karşımıza çıkar. Ancak, seyrekte olsa YDS 5'de karşımıza çıkabiliyor. Bu soruların sorulmasındaki amacı yazarın bu yazıyı ne maksatla yazdığını sorar. Yazar paragrafı yazarken okuruna hangi mesajı vermeye çalışmıştır, amacı nedir gibi soruların cevabı aranır. Bu tür soruları cevaplandırırken ana düşünceyi ifade eden cümleyi bulduktan sonra onu destekleyen cümlede yazarın maksadını çıkarabiliriz.
Üslup ile ilgili sorularda yazarın hangi kalıplar içeren bir yazım biçimini tercih ettiğini yoklar.
The purpose of this passage is...........
The writer intend to show............
The passage informs us that Lake Malawi.............
The author explains that alchemy...........
It is argued in the passage that the desire for change on the part of the composer and the public alike.......
In the passage the writer / the author.................
It was a hot afternoon, and the railway carriage was equally hot, and the next stop was at Templecombe, nearly an hour ahead. The occupants of the carriage were a small girl, and a smaller girl, and a small boy. The aunt who was with the children occupied one comer seat, and the further comer seat on the opposite side was occupied by a man who was a stranger to their party, but the small girls and the small boy were the ones who really occupied the compartment. The aunt and the children talked from time to time but in a very limited way. Most of the aunt's remarks seemed to begin with "Don't", and nearly all of the children's remarks began with "Why?" The man said nothing out loud, but probably wished he were somewhere else.
Much of the passage is devoted to ……… .
A) a description of the two small girls
B) the quarrel between the aunt and the children
C) a description of the stranger's thoughts and feelings
D) a detailed description of the carriage
E) a description of the occupants of the railway carriage
Paragrafımız bir olayı betimleyen, hikayelendiren bir cümle ile başlamıştır. Yazar bu cümlede sıcak bir öğleden sonra ve tren vagonlarının da oderece sıcak olduğunu, ve bir sonraki durağın, hemen hemen bir saat uzaklıkta olan Templecombe olduğunu yazdıktan sonra paragrafın geri kalanında vagonun içinde kalan kişileri ve davranışlarını tarif etmiştir. Bu tanımlamaya en uygun ifade “E” şıkkında var.
A Japanese word meaning "tray-planted," bonsai refers either to dwarf trees or to the art of training and growing the miniaturised trees in containers. Bonsai may be either conifers with small needles or deciduous plants with small leaves. Some bonsai are small-flowered or small-fruited trees. Good bonsai can be kept outdoors all year long. The overall artistic effect is of great significance in growing the trees. Everything must be proportional: the size of the tree, its leaves or needles its flowers or fruit, and the container in which it grows. The containers, especially, must be chosen to harmonise in size, shape and colour with the tree.
The main purpose of this passage is.........
A) to explain how to grow a tree
B) to help choose the most suitable plants for bonsai
C) to show the significance of bonsai in Japan
D) to inform enthusiasts about how to look after their plants
E) to describe the art of bonsai and what we need for it.
Paragrafın maksadı ile ilgili bu sorumuzda aslında yazarın maksadı sorulmaktadır. Yazar çiçek yetiştirme sanatı “bonsai” ile ilgili bir tanımlama yaptıktan sonra, bonsai’nin için seçilecek bitki türünü, sanatsal özelligini ve en son bonsai için nelerin gerekli olduğunu ifade etmektedir. Bütün bu ifadeleri içeren cevap “E” sıkkında var.
There really is no such thing as "Art". There are only artists. Once these were man who took coloured earth and roughed out the forms of animals on the walls of caves. Today there are men who buy their paints and design advertisements or paint pictures which they hope to sell. There is no harm in calling all these activities art as long as we keep in mind that such a word may mean very different things in different times and places.
The writer wants us to accept the idea that primitive cave pictures ........... .
A) always represent animals in a single colour
B) are of a poor colour owing to the use of coloured earth
C) have little artistic value for, but we still feel we ought to preserve them
D) are no less works of art than modern paintings and advertisement design
E) were made in a style very similar to that of modern paintings
Yazar ana düşüncesini sunduktan sonra onu destekleyecek ifadeler kullanıp bize düşüncesini kabul ettirmeye çalışacaktır. Yazar bu paragrafımızda giriş cümlesi olarak “sanat” denilen şeyin olmadığını, sanatçıların var olduğunu sunmaktadır. Daha sonraki cümlelerde bunu kanıtlayacak bir çabanın içine girecektır. Ve bize sorulan soru kökünde ilkel mağara resimleri ile ilgili bir fikri kabul ettirmek için bir karşılaştırma yapmaktadır. Bu karşılaştırma ilkel insanların mağaralarda çızdiği şeylerin günümüzdeki modern resimden ve reklamcılıkta kullanılan desenlerden daha aşağı biryanının olmadığını vurgulamaktadır. Bu ifade “D” şıkkında vardır.
The seventeenth century was a period of joyful activity, of experiment in politics, in religion and in the natural sciences. With the help of the telescope the skies were examined; with the aid of the microscope doctors learned more about the human body. Inventors were busy on a variety of thing ranging from more reliable watches to more destructive guns and explosives. For the first time, travellers went to more and more distant places; and traders followed their example. In fact, everyone was doing something new.
The writer points out that, in the seventeenth century,............... .
A) the world enjoyed a great deal of economic prosperity
B) there was little change in political thinking
C) religion was almost never the subject of serious debate
D) no important progress was made in the sciences
E) many useful inventions were made in various fields
Bu sorumuzda da yazar ana düşünceyi ifade eden bir giriş cümlesinde, 17. yüzyılın özelliklerini o dönemde meydana gelen yenilikleri ve buluşları sıralıyor. Soru köküde doğrudan 17. yüzyılla ilgili olduğundan dolayı, o döneme ait olan gelişmeleri ifade eden bir cevap arayacağız. Cevabıda “E” şıkkında bulabiliriz.
When George Orwell was asked by a journalist about his career as a writer, he gave the following account of himself: "From a very early age, perhaps the age of five or six, I knew that when I grew up I should be a writer. Between the ages of about seventeen and twenty-four I tried to give up this idea, but I knew that Sooner or later I should have to settle down and write books. I was the middle child of three, but there was a gap of five years on either side, and I barely saw my father before I was eight. For this and other reasons I was somewhat lonely, and I soon developed disagreeable habits which made me unpopular throughout my schooldays. I had the lonely child's habit of making up stories and holding conversations with imaginary persons; ambitions were mixed up with the feeling of being isolated and undervalued."
In the passage, Orwell suggests that his habit of inventing stories and talking to imaginary characters, ……. .
A) was essentially a result of his loneliness
B) was a gift he had inherited from his father
C) made him popular with his school friends
D) was to continue all through his life
E) had no bearing upon his career as a writer
Bu paragrafımız, George Orwell’e bir gazeteci tarafından sorulan kariyeri ile ilgili bir sorunun karşılığı olarak George Orwell kendisi ve mesleği ile ilgili açıklamaların olduğu bir paragraf. Soru kökünde bize sorulan Orwell’in hayali kişilerle konuşma ve hikaye icat etme alışkanlığının geliş noktası ile ilgilidir. Yazar burada yanlızlığını ve bu yanlızlığının hikayeler uydurma ve hayali kimselerele konuşma alışkanlığı geliştirdiğini ileri sürmektedir. Bir tamamlama sorusu olduğundan ve sebep sonuç ilişkisini sorguladığından dolayı “for” ve “other reason” ifadeleri bizim için anahtar kelimelerdir. Yanlızlığın hikayeler uydurma ve hayali kimselerele konuşma alışkanlığının sonucu geliştiğini ifade eden cevap “A” şıkkıdır.
(PURPOSE AND STYLE)
Bu tür sorularda daha çok YDS, YÖKDİL, TOFEL ve benzeri sınavlarda karşımıza çıkar. Ancak, seyrekte olsa YDS 5'de karşımıza çıkabiliyor. Bu soruların sorulmasındaki amacı yazarın bu yazıyı ne maksatla yazdığını sorar. Yazar paragrafı yazarken okuruna hangi mesajı vermeye çalışmıştır, amacı nedir gibi soruların cevabı aranır. Bu tür soruları cevaplandırırken ana düşünceyi ifade eden cümleyi bulduktan sonra onu destekleyen cümlede yazarın maksadını çıkarabiliriz.
Üslup ile ilgili sorularda yazarın hangi kalıplar içeren bir yazım biçimini tercih ettiğini yoklar.
The purpose of this passage is...........
The writer intend to show............
The passage informs us that Lake Malawi.............
The author explains that alchemy...........
It is argued in the passage that the desire for change on the part of the composer and the public alike.......
In the passage the writer / the author.................
It was a hot afternoon, and the railway carriage was equally hot, and the next stop was at Templecombe, nearly an hour ahead. The occupants of the carriage were a small girl, and a smaller girl, and a small boy. The aunt who was with the children occupied one comer seat, and the further comer seat on the opposite side was occupied by a man who was a stranger to their party, but the small girls and the small boy were the ones who really occupied the compartment. The aunt and the children talked from time to time but in a very limited way. Most of the aunt's remarks seemed to begin with "Don't", and nearly all of the children's remarks began with "Why?" The man said nothing out loud, but probably wished he were somewhere else.
Much of the passage is devoted to ……… .
A) a description of the two small girls
B) the quarrel between the aunt and the children
C) a description of the stranger's thoughts and feelings
D) a detailed description of the carriage
E) a description of the occupants of the railway carriage
Paragrafımız bir olayı betimleyen, hikayelendiren bir cümle ile başlamıştır. Yazar bu cümlede sıcak bir öğleden sonra ve tren vagonlarının da oderece sıcak olduğunu, ve bir sonraki durağın, hemen hemen bir saat uzaklıkta olan Templecombe olduğunu yazdıktan sonra paragrafın geri kalanında vagonun içinde kalan kişileri ve davranışlarını tarif etmiştir. Bu tanımlamaya en uygun ifade “E” şıkkında var.
A Japanese word meaning "tray-planted," bonsai refers either to dwarf trees or to the art of training and growing the miniaturised trees in containers. Bonsai may be either conifers with small needles or deciduous plants with small leaves. Some bonsai are small-flowered or small-fruited trees. Good bonsai can be kept outdoors all year long. The overall artistic effect is of great significance in growing the trees. Everything must be proportional: the size of the tree, its leaves or needles its flowers or fruit, and the container in which it grows. The containers, especially, must be chosen to harmonise in size, shape and colour with the tree.
The main purpose of this passage is.........
A) to explain how to grow a tree
B) to help choose the most suitable plants for bonsai
C) to show the significance of bonsai in Japan
D) to inform enthusiasts about how to look after their plants
E) to describe the art of bonsai and what we need for it.
Paragrafın maksadı ile ilgili bu sorumuzda aslında yazarın maksadı sorulmaktadır. Yazar çiçek yetiştirme sanatı “bonsai” ile ilgili bir tanımlama yaptıktan sonra, bonsai’nin için seçilecek bitki türünü, sanatsal özelligini ve en son bonsai için nelerin gerekli olduğunu ifade etmektedir. Bütün bu ifadeleri içeren cevap “E” sıkkında var.
There really is no such thing as "Art". There are only artists. Once these were man who took coloured earth and roughed out the forms of animals on the walls of caves. Today there are men who buy their paints and design advertisements or paint pictures which they hope to sell. There is no harm in calling all these activities art as long as we keep in mind that such a word may mean very different things in different times and places.
The writer wants us to accept the idea that primitive cave pictures ........... .
A) always represent animals in a single colour
B) are of a poor colour owing to the use of coloured earth
C) have little artistic value for, but we still feel we ought to preserve them
D) are no less works of art than modern paintings and advertisement design
E) were made in a style very similar to that of modern paintings
Yazar ana düşüncesini sunduktan sonra onu destekleyecek ifadeler kullanıp bize düşüncesini kabul ettirmeye çalışacaktır. Yazar bu paragrafımızda giriş cümlesi olarak “sanat” denilen şeyin olmadığını, sanatçıların var olduğunu sunmaktadır. Daha sonraki cümlelerde bunu kanıtlayacak bir çabanın içine girecektır. Ve bize sorulan soru kökünde ilkel mağara resimleri ile ilgili bir fikri kabul ettirmek için bir karşılaştırma yapmaktadır. Bu karşılaştırma ilkel insanların mağaralarda çızdiği şeylerin günümüzdeki modern resimden ve reklamcılıkta kullanılan desenlerden daha aşağı biryanının olmadığını vurgulamaktadır. Bu ifade “D” şıkkında vardır.
The seventeenth century was a period of joyful activity, of experiment in politics, in religion and in the natural sciences. With the help of the telescope the skies were examined; with the aid of the microscope doctors learned more about the human body. Inventors were busy on a variety of thing ranging from more reliable watches to more destructive guns and explosives. For the first time, travellers went to more and more distant places; and traders followed their example. In fact, everyone was doing something new.
The writer points out that, in the seventeenth century,............... .
A) the world enjoyed a great deal of economic prosperity
B) there was little change in political thinking
C) religion was almost never the subject of serious debate
D) no important progress was made in the sciences
E) many useful inventions were made in various fields
Bu sorumuzda da yazar ana düşünceyi ifade eden bir giriş cümlesinde, 17. yüzyılın özelliklerini o dönemde meydana gelen yenilikleri ve buluşları sıralıyor. Soru köküde doğrudan 17. yüzyılla ilgili olduğundan dolayı, o döneme ait olan gelişmeleri ifade eden bir cevap arayacağız. Cevabıda “E” şıkkında bulabiliriz.
When George Orwell was asked by a journalist about his career as a writer, he gave the following account of himself: "From a very early age, perhaps the age of five or six, I knew that when I grew up I should be a writer. Between the ages of about seventeen and twenty-four I tried to give up this idea, but I knew that Sooner or later I should have to settle down and write books. I was the middle child of three, but there was a gap of five years on either side, and I barely saw my father before I was eight. For this and other reasons I was somewhat lonely, and I soon developed disagreeable habits which made me unpopular throughout my schooldays. I had the lonely child's habit of making up stories and holding conversations with imaginary persons; ambitions were mixed up with the feeling of being isolated and undervalued."
In the passage, Orwell suggests that his habit of inventing stories and talking to imaginary characters, ……. .
A) was essentially a result of his loneliness
B) was a gift he had inherited from his father
C) made him popular with his school friends
D) was to continue all through his life
E) had no bearing upon his career as a writer
Bu paragrafımız, George Orwell’e bir gazeteci tarafından sorulan kariyeri ile ilgili bir sorunun karşılığı olarak George Orwell kendisi ve mesleği ile ilgili açıklamaların olduğu bir paragraf. Soru kökünde bize sorulan Orwell’in hayali kişilerle konuşma ve hikaye icat etme alışkanlığının geliş noktası ile ilgilidir. Yazar burada yanlızlığını ve bu yanlızlığının hikayeler uydurma ve hayali kimselerele konuşma alışkanlığı geliştirdiğini ileri sürmektedir. Bir tamamlama sorusu olduğundan ve sebep sonuç ilişkisini sorguladığından dolayı “for” ve “other reason” ifadeleri bizim için anahtar kelimelerdir. Yanlızlığın hikayeler uydurma ve hayali kimselerele konuşma alışkanlığının sonucu geliştiğini ifade eden cevap “A” şıkkıdır.
