'One, You, They' and 'It' as Impersonal Objects.
Kişiye Ait Olmayan Özne “Sen” (Impersonal “you”)Ingilizcede kullanılan bu 'You' genel olarak insanları kast etmektedir.
- You really can't find anything in this shop. (Bu dükkanda hiç bir şey bulamıyorsun.)
- You go to a bank and invest your money. (Bankaya gider paranı yatırırsın.)
- You get on your car and leave. (Arabana biner çeker gidersin.)
- They speak English in this part of the country. (Ülkenin bu bölümünde İngilizce konuşurlar.)
- They don't respect teachers in some schools. (Bazı okullarda öğretmenlere saygı göstermiyorlar.)
IT Zamiri
"It" bilindiği gibi İngilizce'de işaret zamiridir ve "o" anlamına gelir. Ancak buradaki kullanılış şeklinde "o" olarak tercüme edilmemesi gerekir. 'It' bulunduğu cümlede gönderim yapar. Saat, hava, gün, vs'nin yerine geçebilir.
Bir diğer kullanım biçimi de IT + IS + SIFAT + MASTAR FİİL yapısıdır.
Bu kalıbın kullanım biçimi de IT + BE + SIFAT + EDAT + ZAMİR + MASTAR FİİL yapısıdır.
Biz Türkçe'deki 'birisi, herhangi biri' gibi "one" zamirini belirtisiz zamir olarak insanları genelleştirmek için kullanabiliriz.
"It" bilindiği gibi İngilizce'de işaret zamiridir ve "o" anlamına gelir. Ancak buradaki kullanılış şeklinde "o" olarak tercüme edilmemesi gerekir. 'It' bulunduğu cümlede gönderim yapar. Saat, hava, gün, vs'nin yerine geçebilir.
- It is raining. (Yağmur yağıyor.)
- It is snowing on the mountains. (Dağlara kar yağıyor.)
- It is Sunday today. (Bügün günlerden Pazar.)
- ‘What is the time now?’ ‘It is 5 o’clock.’ ('Saat kaç?' 'Saat beş.)
Bir diğer kullanım biçimi de IT + IS + SIFAT + MASTAR FİİL yapısıdır.
It is easy to learn English.
İngilizce öğrenmek kolaydır.
- It is dangerous to lean out of the window. (Pencereden dışarıya sarkmak tehlikelidir.)
- It is very nice to swim in the sea in a hot day. (Sıcak bir günde denizde yüzmek çok güzeldir.)
- It is easy to read this book. (Bu kitabı okumak çok kolaydır.)
- It is impossible to save money now. (Şimdi para biriktirmek imkansızdır.)
- It is not easy to refuse an invitation. (Bir daveti reddetmek kolay değildir.)
- It is not difficult to climb a mountain. (Bir dağa tırmanmak zor değildir.)
- Is it easy to learn English? (İngilizce öğrenmek kolay mıdır?)
- Is it difficult to run on the sand? (Kumda koşmak zor mudur?)
- Is it possible to see him? (Onu görmek mümkün müdür?)
- Isn’t it easy to learn English? (İngilizce öğrenmek kolay değil midir?)
- Isn’t it dangerous to drive so fast? (O kadar hızlı araba sürmek tehlikeli değil midir?)
- It was too late to do anything. (Bir şey yapmak için çok geçti.)
- It was very nice to receive a letter from you. (Senden bir mektup almak çok güzeldi.)
- It was impossible to open that door. (Şu kapıyı açmak imkansızdı.)
Bu kalıbın kullanım biçimi de IT + BE + SIFAT + EDAT + ZAMİR + MASTAR FİİL yapısıdır.
It is easy for me to learn English.
Benim için İngilizce öğrenmek kolaydır.
- It is impossible for me to see him. (Benim için onu görmek imkansızdır.)
- It is very easy for them to swim in the river. (Onlar için nehirde yüzmek çok kolaydır.)
- It is important for you to win the game. (Sizin için maçı kazanmak önemlidir.)
- It is not easy for me to find her. (Onu bulmak benim için kolay değil.)
- It is not difficult for them to pass the exam. (Onlar için sınavı geçmek zor değildir.)
- Is it difficult for you to study French? (Sizin için Fransızca çalışmak zor mudur?)
- It was difficult for them to study mathematics. (Onlar için matematik çalışmak zordu.)
- It was difficult for me to leave you. (Senden ayrılmak benim için zordu.)
- One can’t learn a language in six weeks. (Birisi altı haftada bir dil öğrenemez.)
- One usually need a raincoat in Ireland. It rains a lot. (İrlanda'da herhangi birisinin genellikle bir yağmurluğa gereksinimi var. Çok yağmur yağar.
- One is knocking at the door. (Birisi kapıyı çalıyor.)
Dikkat:
Eğer bir cümleye 'one' öznesi ile başlamışsanız, ayni özneye gönderimde bulunmak için, "one, one's, oneself..." gibi zamirlerle devam ediniz.
- If one wants to be happy, one should not be greedy.
- If one wants to succeed, one should study hard.
- If someone wants to succeed, he should study hard.
- If someone wants to succeed, he or she should study hard.
- If someone wants to succeed, they should study hard.