Can, Could, Be able to
Can & Be Able to
'' Can '' ile '' Be able to '' aynı anlama gelirler. '' Can '' in tüm öznelerde çekimi aynıdır. Ancak '' Be able to '' yapısında '' be '' öznesine göre '' am able to / is able to / are able to '' olarak yazılır.Bu iki yapı yeteneklerimizi ve gücümüzün yettiği işleri ifade ederken kullanılır. İkisinin de anlamı '' -e /-a bilmek '' tir.
- You can run fast. = You are able to run fast. / Sen hızlı koşabilirsin.
- I can solve this problem. = I am able to solve this problem. / Bu problemi çözebilirim.
Olumsuz cümlelerde '' Can '' için '' Can't '' , '' Be able to '' için ise '' am not / isn't / aren't able to '' yazılır.
- I can't swim. = I am not able to swim. / Ben yüzemem.
- He can't speak French. = He isn't able to speak French. / O Fransızca konuşamaz.
- You can't pass the exam. = You aren't able to pass the exam. / Sen sınavı geçemezsin.
Can / Could
Can geniş zaman veya şimdiki zaman içinde bir işi yapabilecek beceri ve yeteneği ifade eder.
Could geçmiş zaman içinde bir işi yapabilecek beceri ve yeteneği ifade eder.
Could geçmiş zaman içinde bir işi yapabilecek beceri ve yeteneği ifade eder.
- I can help you. / Sana yardım edebilirim. ( Zaman olarak şu anı, şimdiyi ifade eder. )
- I could help you. / Sana yardım edebilirdim. ( Zaman olarak geçmişi ifade eder. )
- You can climb a tree. / Sen ağaca tırmana bilirsin. ( Zaman olarak şu anı, şimdiyi ifade eder. )
- You could climb a tree. / Sen ağaca tırmana bilirdin. ( Zaman olarak geçmişi ifade eder. )
- He can lend me some money. / Bana biraz borç verebilir. ( Zaman olarak şu anı, şimdiyi ifade eder. )
- He could lend me some money. / Bana biraz borç verebilirdi. ( Zaman olarak geçmişi ifade eder. )
- We can find another job. / Başka bir iş bulabiliriz.( Zaman olarak şu anı, şimdiyi ifade eder. )
- We could find another job. / Başka bir iş bulabilirdik.( Zaman olarak geçmişi ifade eder. )
- I couldn't sleep alone when I was a child.
- (Çocukken yalnız uyuyamazdım.)
- He couldn't write and read when he was four.
- (Dört yaşındayken yazamaz ve okuyamazdı.)
- My brother could run fast when he was seven.
- (Erkek kardeşim yedi yaşındayken hızlı koşabilirdi.)
'' Be able to '' nun Geçmiş Zaman hali '' was / were able to '' dur. Olumsuz yapı olara ise '' Wasn't / weren't able to '' olarak ifade edilir.
- I was able to write and read when I was four.
- (Dört yaşındayken okuyup yazabilirdim.)
- You were able to read 100 words in a minute.
- (Dakikada 100 kelime okuyabilirdin.)
- He wasn't able to speak until nine.
- (Dokuz yaşına kadar konuşamıyordu.)
- I could swim when I was five.= I was able to swim when I was five.
- You could lift heavy things before surgery. = You were able to lift heavy things before surgery.
- You were injured, but you were able to go out for help.
- (Yaralıydın, ancak yardım çağırmak için dışarı çıkabildi.)
- He lost everything he had, but he was able to become rich again.
- (Sahip olduğu her şeyi kaybetti, fakat tekrar zengin olmayı başarabildi.)
Yukarıdaki cümlelerde görüldüğü gibi geçmişte zor bir durumdan kurtulma anlamında '' was / were able to'' kullanılmıştır.Bu durum sadece geçmişte meydana gelen bu tarz olayları olumlu cümle ile ifade ederken geçerlidir. Söz konusu olumsuz cümleler olduğunda ise '' Couldn' t '' ve '' Was / were able to '' arasında anlamsal ve kullanımsal hiç bir fark yoktur. Aynı cümleleri olumsuz yapıda yazarsak;
- You were injured, so you couldn't / weren't able to go out for help.
- (Yaralıydın , dolayısıyla yardım çağırmak için dışarı çıkamazdın.)
- He lost everything he had, so he couldn't / wasn't able to become rich again.
- (Sahip olduğu her şeyi kaybetti. Dolayısıyla tekrardan zengin olamazdı.)
'' Was / were able to '' ile aynı anlama gelen diğer yapılar ise '' Managed to '' ve '' Succeededin.....ing '' dir.
'' Could ''un izin ifade eden durumları ile aynı anlama sahip bir diğer yapı '' Was / were allowed to '' dur. Yani geçmişte izin belirten bir durum olduğu zaman bu yapıyı da kullanabiliriz.
- I was able to pass the exam.
- I managed to pass the exam.
- I succeeded in passing the exam.
- He was able to use a computer when he was five.
- He managed to use a computer when he was five.
- He succeeded using a computer when he was five.
'' Could ''un izin ifade eden durumları ile aynı anlama sahip bir diğer yapı '' Was / were allowed to '' dur. Yani geçmişte izin belirten bir durum olduğu zaman bu yapıyı da kullanabiliriz.
- I had an accident yesterday. I could arrive at home after getting medical attention.
- I had an accident yesterday. I was allowed to arrive at home after getting medical attention.
- I could feel something when I saw her.
- (Onu gördüğümde bazı şeyleri hissedebiliyordum.)
- He could see what was going on.
- (Neler olduğunu görebiliyordu.)
- As I came home, I could smell the gas.
- (Eve gelir gelmez, kokuyu alabildim.)