Wish Clause

Wish Clauses


Wish as a verb (“wish” in fiil olarak kullanımı)

"Wish"in sözcük anlamı "istemek, dilemek'lir. Bu açıdan "want" ve "would like" ile aynı anlamı taşır. Ancak "wish" bunların içinde daha çok resmi ortamlarda kullanılanıdır. "Wish"ten sonra mastar (“to” infinitive) kullanarak başka fiile geçiş yapabiliriz (wish to do something).
  • My parents wish me to become a doctor.
  • (Ailem benim doktor olmamı istiyor / diliyor.)
  • I have wished to own a red car like this one for years.
  • (Yıllardır bunun gibi kırmızı bir arabaya sahip olmayı dilemişimdir.)
  • I wish to see the head master if it is possible.
  • (Mümkünse okul müdürünü görmeyi arzu ediyorum.)
  • The manager wished us to work harder to overcome the financial difficulties the firm in.
  • (Yönetici, firmanın içinde bulunduğu mali zorlukların üstesinden gelmek için daha çok çalışmamızı diledi.)

“Wish” ten sonra bir isim gelebilir. Ancak “wish” in bu kullanımı kısıtlıdır. “Want” ve “would like” dan sonra herhangi bir ismi kullanabiliriz. “I want / would like some ice tea. I want / would like a return ticket to London” gibi. “Wish” i ise, ancak “şans, mutluluk, başarı dilemek” gibi yapılarda kullanabiliriz.
  • We are wishing you all the best in your new job.
  • I wish you many happy returns (of the year).-Doğum gününü kutlamak için söylenir
  • Wish me luck for the trip.
  • I wish you a swift recovery.(Geçmiş olsun)
  • I wish you will get better soon.(Geçmiş olsun)
  • I wish you all a merry Christmas and a happy new year.
  • I sent a card to my parents and wished them a Happy New Year.

Wish for: Elde edilemez, yada elde edilmesi zor şeyler için kullanılır.
  • She has everything that a woman could wish for.
  • (Bir kadının isteyebileceği her şeye sahip.)
  • The weather is all that one can wish for.
  • (Hava, insanın isteyebileceği tek şeydir.)

Wish Clause (Dilek belirten cümleler)

Dilek ifade eden "Wish"ten sonra bir cümle (that clause) gelebilir. Bu cümlenin tense'i, present ya da future tense olamaz. Mutlaka gerçek durumu ifade eden cümledeki tense'in bir derece past biçimi olmalıdır: do yerine did, can yerine could, have done yerine had done gibi. Bu cümlelerde ifade edilen şeyin içinde bulunduğumuz anda yada gelecekte olması mümkün olmadığından gerçek zamanı içinde kullanımı yanlıştır.

a) A wish about the present
"Wish + subject + past tense", kişinin, içinde bulunduğu anda hoşuna gitmeyen olayları, memnuniyetsizliğini ifade eder. “Be” fiili için bütün özneler için “were” kullanılır, ancak üçüncü tekil şahıslar için “was” da kullanılır ama yaygın değildir.
  • I wish I were as tall as you are.
  • (Keşke senin kadar uzun olsaydım.)
  • I haven’t got a penny now. I wish I had got some money.
  • (Şu and bir kuruşum yok. Keşke biraz param olsaydı.)
  • All the staff wish you didn’t leave so soon.
  • (Tüm personel bu kadar çabuk ayrılmamanı diliyor.)
  • I wish I were dancing with that beautiful girl now.
  • I like playing cricket on the pitch at Great Chart best, but I wish it were closer to our house.
  • I wish I were able to apply for this job at present, but the age limit is 35 years old.

b) A wish about the future
Wish clause'larda "would"un kullanımı belli kurallara bağlıdır. Temel cümle ile yan cümlenin özneleri aynı ise temel cümlede "would" kullanamayız. Çünkü "would", içinde bulunduğumuz anda ya da gelecekte memnun olmadığımız ya da hoşumuza gitmeyen bir olayı bir başkasının değiştirmesini istediğimiz anlamım ifade eder. Bu nedenle, iki cümlenin özneleri farklı olduğu zaman "would" kullanabiliriz.
  • I wish I were going to Paris with you tomorrow.
  • (Keşke yarın seninle Paris'e gidiyor olsam.)
  • I wish you would let me know earlier when you will be late.
  • (Keşke geç kalacağın zaman bana daha önce haber versen.)
  • You are drunk. Everybody wishes you would go home.
  • (Sarhoşsun. Herkes eve gitmeni diliyor.)
  • I wish the boys upstairs wouldn’t keep making so much noise.
  • I wish our new neighbours would move from here. They are so noisy, untidy and violent.

Aşağıdaki cümlelerde ortak olan öznelerden dolayı "would" kullanımı yanlıştır.
  • I wish I would earn more money in the future.
  • She wishes she would pass her exam with higher grades.

Yukarıdaki cümleleri aşağıdaki gibi kullanmamız daha doğru olur:
  • I wish I could earn more money in the future.
  • She wishes she could pass her exam with higher grades.

Eğer geleceğe yönelik bir ifade yada genel bir düşünceyi ifade eden bir cümle kullanmak istiyorsak ama iki cümledeki de özneler aynı ise” wish” ten sonra“could” ya da past tense kullanabiliriz.
  • I wish I didn't have to work tomorrow.
  • She can't come with us tomorrow, and she wishes she could come with us tomorrow.
  • I don't think I will have spare time tomorrow to help you, but I wish I could help you.

Aşağıdaki cümleleri karşılaştıralım:
  • I wish you didn’t drive so fast (I am sorry you drive so fast=genel düşünce)
  • I wish you wouldn’t drive so fast (please, don’t drive so fast=o ana ait eleştiri)
  • I wish you didn’t work on Sundays (it is pity you work on Sundays=genel düşünce)
  • I wish you wouldn’t work on Sundays (Why don’t you stop working on Sundays?=hoşnut olmama)

c) A wish about the past
"Wish + subject + past perfect", geçmişte gerçekleşmiş olan olaylardan duyulan pişmanlığı ya da o olaylardan dolayı yakınmayı ifade etmek için kullanılır.
  • She wishes she could have studied science when she was young.
  • O, gençken bilim okumayı diliyor.
  • I wish I had had an injection yesterday, My leg is so painful now.
  • (Keşke dün iğne olsaydım bacağım şimdi çok ağrıyor.)
  • I'm not very happy with the school my son is attending. I wish I had enrolled him in a private school before.
  • My hair looks smart, but I wish it had been cut a bit shorter. It will need cutting again in a couple of weeks.

If only: keşke; ...ise
If only de “I wish” ile aynı anlamdadır ve aynı tense kurallarına göre kullanılır. Ancak if only biraz daha dramatik (daha üzücü) olayları ifade ederken kullanılır.
  • If only my husband wouldn't be so adventurous, he always puts into trouble.
  • (Keşke kocam bu kadar maceracı olmazsa, her zaman başını belaya sokar.)
  • If only my father came home early today, we shall go to the cinema.
  • If only I had known that you were in the hospital, I would have come to visit you.

“If only” ile “only if” birbirinden farklıdır. If only, “keşke” anlamını verir. “Only if” ise “ancak ... yaparsan” anlamındadır. “If only”'nin bağlı bulunduğu cümleden sonra bir sonuç cümlesi gelebilir. Bu kullanım “I wish” için mümkün değildir.
  • If only you would drive more slowly, I would feel more relaxed.
  • (Keşke daha yavaş sürersen, kendimi daha rahat hissederim.)
  • If only they had used a little foresight, this disaster might have been avoided.
  • (Keşke biraz öngörü kullansalardı, bu felaket önlenebilirdi.)
  • If only I could have got up early yesterday. I missed a very important client.
  • If only the last customer had bought a large vase instead of a tiny one, then we would have had a profitable day.
  • If only we had swept the chimney before lighting the fire, then we wouldn’t have had a fire in the chimney.

“Only if” ile kullanılan cümlelerin örnekleri:
  • I'll tell you only if you promise to keep it to yourself.
  • (Sadece kendinize saklayacağınıza söz verirseniz size söyleyeceğim.)
  • Sharks are generally aggressive only if threatened or disturbed.
  • (Köpekbalıkları genellikle yalnızca tehdit edildiğinde veya rahatsız edildiğinde saldırgandır.)

“Only if” cümlenin başında kullanıldığında ana cümle devrik olur.
  • Only if the client is still unhappy would he be directed to the Solicitors Complaints Bureau.
  • (Müşteri hala memnun değilse, Avukatlar Şikayetler Bürosuna yönlendirilir.)

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski