Used to, Would, be/get used to Ving

PAST HABITS (GEÇMİŞTEKİ ALIŞKANLIKLAR)
(USED TO - WOULD AND PAST SIMPLE)

“Used to + V1” kalıbı, geçmişte yapılan fakat artık yapılmayan alışkanlıkları, tekrarlanan eylemleri, durumları ya da şu anda yapmış olmaya alıştığımız eylemleri ifade eder. Olay geçmişte meydana geldiği için “use” kelimesinin past (geçmiş) hali olan “used” kullanılır.
  • I used to run everyday when I was at university. (Üniversitedeyken her gün koşardım. (Bu cümleyi söyleyen kişi bir anlamda, şu anda koşmadığını da ifade etmektedir.)
  • The girl used to wash her dress by hand but now she washes them in her full automatic washing-machine. (Kız elbiselerini eliyle yıkardı ama şimdi tam otomatik çamaşır makinesiyle yıkıyor.) (Bu cümleden de anlaşılacağı gibi, geçmişte kalmış olayların, aksi bir durum olmadığı müddetçe tekrarlanması söz konusu değildir.)
İNGİLİZCE’DE ÖRNEKLERLE ‘USED TO’ KONU ANLATIMI :

İngilizce’de geçmişteki alışkanlıklarımızdan bahsederken ‘used to’ yapısını kullanırız.

1. Olumlu cümlelerde kullanımı:

Özne + used to + fiilin yalın hali
  • I used to drink orange juice with breakfast when I was a child. (Ben çocukken kahvaltıda portakal suyu içerdim.)
  • When I was six years old, I used to carry my little teddy bear with me.  (Ben altı yaşındayken, küçük oyuncak ayımı yanımda taşırdım.)  (Artık küçük oyuncak ayımı yanımda taşımıyorum.)
2. Olumsuz cümlelerde kullanımı:

Özne + didn’t use to + fiilin yalın hali
  • I didn't use to drink milk when I was a child.(Ben çocukken süt içmezdim.)
  • My father didn't use to watch T.V, but now he is always before the screen. (Babam T.V izlemezdi ama şimdi daima ekranın önündedir.)
  • I didn’t use to have any breakfast when I was a student in high school. (Ben lisede öğrenciyken hiç kahvaltı yapmazdım.) (Artık kahvaltı yapıyorum.)
Yukarıdaki cümleleri incelediğinizde, geçmişte olan alışkanlıkların şu an devam etmediği anlaşılır.
Yukarıdaki örnekten ‘Ben lisedeyken kahvaltı yapmazdım fakat artık yapıyorum’ anlamını çıkarabiliriz.

Not : ‘used to’ nun olumsuz biçiminde ‘used not to’ yapısı da kullanılabilir; fakat ‘didn’t use to’ daha çok tercih edilir.

3. Soru cümlelerinde kullanımı:

 Did + özne + use to + fiilin yalın hali?
  • Did you use to drink milk when you were a child? (Sen çocukken süt içer miydin?)
  • Did you use to play football when you were at high school? (Lisedeyken futbol oynar mıydın?)
Geçmişte zaman zaman tekrarladığımız eylemler için kullanılır.
  • Before I went to Çeşme, I used to go to Antalya for a holiday every year.  (Çeşme’ye gitmeden önce, her sene tatil için Antalya’ya giderdim.)
  • Did you use to visit your grandparents every summer holiday when you were little? (Küçükken her yaz tatilinde büyük babanı ve büyük anneni ziyarete gider miydin?)
Olumsuz cümlelerde ‘used to’ ile birlikte ‘never’ kullanabiliriz. (never used to)
  • Ayşe never used to swim in the sea until she was 18 years old. (Ayşe, 18 yaşına kadar hiç denizde yüzmemişti.)
‘There was \ were’ yerine ‘there used to be’ yapısını kullanmak da mümkündür.
  • There were a number of theatre buildings here when I was seven years old. But now there aren’t. (Ben 7 yaşındayken burada çok sayıda tiyatro binası vardı. Fakat artık yok.)
NOT : ‘used to’ geçmişte belirli bir zamanda bir defa olmuş bitmiş olayı ifade etmek için kullanılamaz. ‘Used to’ geçmişte tekrar eden ve şimdi geçerli olmayan durumların anlatımı için kullanılır.
  • While he was hurrying to get to school on time, John fell down the stairs. (John zamanında okulda olmak için acele ederken, merdivenlerden yuvarlandı.)
John’un merdivenlerden yuvarlanması geçmişte belirli bir zaman içinde olmuş olaydır ve geçmişte olup biten olayların anlatımı için Simple Past Tense (geçmiş zaman) ile kullanılır.

Sıklık Zarfları (Frequency Adverbs) genellikle “used to” nun önünde kullanılır. Ama bazen “used ve “to” arasında da kullanılabilir.
  • l always used to call him at nights. Veya
  • I used always to call him at nights. (onu daima geceleri arardım.)
İNGİLİZCE’DE ÖRNEKLERLE ‘WOULD’ KONU ANLATIMI :

‘Would’ yapısını da ‘used to’ gibi geçmişteki alışkanlıklarımızı ve geçmişte tekrarlanan eylemleri anlatırken kullanırız.

“Would” olumlu cümlelerde kullanımı :

Özne ( I, you, we, they, he, she, it) + would + mastar fiil
  • When I was a kid, my mother would overdress / used to overdress me even in summer time. (Ben çocukken, annem beni yaz aylarında bile kalın giydirirdi.)
  • John would play / used to play football often before he had the operation. (John ameliyat olmadan önce sıklıkla futbol oynardı.)
  • would play / used to play computer games when I was a child. (Çocukken her gün bilgisayar oyunları oynardım.)
Bu cümlede ise "would" kalıbı kullanıldığı için, artık oynamıyorum anlamı ifade etmez.
Yukarıdaki örneklerde de görüldüğü gibi, used to ve would aynı şekilde kullanılabilir.

“Would” olumsuz cümlelerde kullanımı :
Özne (I, you, we, they, he, she, it) + would not + mastar fiil
  • wouldn't eat / didn't use to eat meat when I was studying in college, because I was a vegetarian. (Ben üniversitede okurken et yemezdim,çünkü vejeteryandım.)
DİKKAT! ‘would’ ve ‘used to’ anlam olarak geçmişte yaptığımız fakat şu an yapılmayan alışkanlıklardan ve geçmişte tekrarlanan eylemlerden söz ederken kullanılsa da;

Would’ durum fiilleriyle (stative verbs) birlikte kullanılamaz.

Stative verbs (Durum bildiren fiiler)

believe, mean, think, imagine, know, realize, suppose, understand, doubt, agree etc.

 'Used to’ hem durum fiileriyle hem de iş, oluş, hareket bildiren eylemlerle birlikte kullanılabilir.
  • People used to think that the world was flat. (İnsanlar eskiden dünyanın düz olduğunu düşünürlerdi.)
NOT : Geçmişteki alışkanlıklarımızdan bahsederken Simple Past Tense (geçmiş zaman) kullanabiliriz. Bu durumda o süreci bildiren bir zaman zarfı kullanmalıyız.
  • When I was a child, I went to Bodrum every summer holiday.
WILL
İçinde bulunduğumuz ana ait alışkanlıkları ifade eder. Bu ifade daha çok kişinin tipik davranış biçimini ve özeliğini ifade eder.
  • It is Friday. Jane will go to cinema this evening as usual.
Geçmişteki alışkanlık “Simple Past Tense” ile de ifade edilebilir.
  • Women wore very long dresses in the middle ages.
  • (= women used to wear very long dresses in the middle ages.)
  • He is no longer such a famous pop star, but just 3 years ago the young adored him.
  • (= used to adore)
BE / BECOME USED TO
Şu anki alışkanlıklarımızdan,alışkanlık haline getirdiğimiz eylemlerden bahsederken ‘Be Used To’ yapısını kullanırız. Anlam olarak ‘used to’dan farklı olduğu gibi yapı olarak da farklıdır. ‘To Be Used To + doing’ olarak kullanılır. Bir şeye alışkın olmak manasındadır.
  • I am used to getting up early.(Sabahları erken kalkmaya alıştım.)
  • My family has become used to living in a cosmopolitan city like Istanbul for many years (Ailem İstanbul gibi bir kozmopolit şehirde yıllardır yaşamaya alışkındır.)
  • They were used to the heavy traffic when they were in London. (Londra'da iken ağır trafiğe alışkınlardı.)
  • My family has become used to living in a cosmopolitan city like Istanbul for many years.(Ailem İstanbul gibi bir kozmopolit şehirde yıllardır yaşamaya alışkındır.)
  • I have been living in London for 5 years. I am used to driving in traffic jams. (Beş yıldır Londra’da yaşıyorum.Sıkışık trafikte araba sürmeye alışkınım.)
GET USED TO
Bir eylemin alışkanlık sürecini ifade etmek için ‘Get used to’ yapısını kullanırız. ‘get used to doing’ olarak kullanılır.
  • The new rules were quite different for them but they got used to them in a short time.(Yeni kurallar onlar için oldukça farklıydı fakat kısa zamanda alıştılar.)
  • I have just started wearing contact lenses, so I am still getting used to (wearing) them. (Numaralı lens takmaya başladım, bu yüzden hala kontakt lenslere alışmaya çalışıyorum.)
  • You'll soon get used to driving your new car. (Kısa zaman sonra yeni arabanızı kullanmaya alışacaksınız.)
  • The new rules were quite different for them but they got used to them in a short time. (Yeni kurallar onlar için oldukça farklıydı fakat kısa zamanda alıştılar.)
“get used to”  normal bir fiil gibi her tense'te kullanılabilir ve kullanıldığı tense'in kuralına göre çekim görür. Ayni ifadeyi “get accustomed to + Ving” ilede ifade edebiliriz.
  • The students will soon get used to the school and to their new friends. (Talebeler çok geçmeden okula ve yeni arkadaşlarına alışacaklar.)(future)
  • After many years I got used to working in this factory. (Yıllar sonra, bu fabrikada çalışmaya alıştım.) (past)
  • We are getting used to using computers. (Biz, bilgisayar kullanmaya alışıyoruz.) (continuous)

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski