Interjections and Exclamations (Ünlem Cümleleri)

Interjections

Sevinç, üzüntü, şaşkınlık, acıma, öfke gibi duyguları ifade eden seslerdir. Genellikle ünlem işareti ile kullanılırlar. Konuşma dilinde yazı dilindekine göre çok daha fazla kullanılırlar.

İngilizce' deki ünlemler ise şunlardır:

Duraksama ve Şaşkınlık
Well,

Well, I'm not sure!
Well, really!

Can yanması
Ouch!
Ouch, you are stepping on my toe!
Büyük şaşkınlık, hayranlık
Wow!
Wow! You look terrific!

Ağrı,Istırap ve Şaşkınlık
Oh!
Oh! I've got a toothache!
Oh! How wonderful!

Dikkat çekmek, İlgi, şaşkınlık, kızgınlık
Hey!
Hey! Listen to me!
Hey! Put that down!
Duraksama
Er
Er, I don't know what to say.
Lima is the capital of...er...Peru

Bir kaza veya hata ile ilgili şaşkınlık veya pişmanlık
Oops!
Oops! You must be careful.

Üzüntü, acıma
Alas!
Alas, poor young boy! 
Alas, she's dead now.

Hemfikir, onaylama 
Uh-huh
Do you understand me? Uh-huh, at all.

Tereddüt, anlamama
Uh
Uh! I don't get it.

Selamlama
Hi
Hi! How are you doing?

Acıma, şaşkınlık, endişe
Dear
Oh dear! What a shame!

Memnuniyet, şaşkınlık, hayranlık, farkına varma
Ah!
Ah, it is nice to see you again.
Ah, there you are.

Karşı tarafın tekrar etmesini veya hem fikir olmasını istediğimiz
Eh!
Eh? Say it again.
This is nice, eh?

Tereddüt, şüphe, uyuşmazlık
Hmm
Hmm. I' m not so sure.
Exclamations

WHAT İLE ÜNLEM CÜMLELERi

What idiots! Ne aptallar!
What a surprise!  Çok Şaşırdım!
What an ego  Ne ego ama!
What fantastic weather!  Ne harika bir hava!
What horrible news!  Ne korkunç bir haber!
What strange people!  Ne garip insanlar!
What noisy children! Ne gürültücü çocuklar!

HOW İLE ÜNLEM CÜMLELERİ

How wonderful! Ne kadar harika!
How gorgeous she looks today! Ne kadar güzel görünüyor bugün!
How upset she got upon hearing the news! Haberleri duyduktan sonra nasıl üzüldü!
How beautifully she plays the flute! Ne güzel flüt çalıyor!
How much slimmer you've become! Ne kadar zayıflamışsın!

SO VE SUCH İLE ÜNLEM CÜMLELERİ

Your niece is so cute! Yeğenin çok şirin!
They were so nice to me! Bana karşı çok iyiydiler!
The hurricane blew with such strength! Fırtına öyle güçlü patladı ki!
They are such understanding people! Onlar öyle anlayışlı insanlar ki !
She is such a beautiful girl! Ne çok güzel bir kız!
Their son is such a nuisance! Onların oğlu çok baş belası!


SORU CÜMLELERİNDE 'IN THE WORLD' VE ON 'EARTH'

Soru sözcüklerine "on earth" ve "In the world" ekleyerek vurguyu artırabiliriz. Bu kullanım özellikle öfke, sabırsızlık, şaşkınlık, itiraz gibi olumsuz duyguları ifade ederken yaygındır. "On earth" ve "In the world", tek sözcükten oluşan soru sözcükleriyle kullanılır: what, who, where, why, etc. gibi. How much, what time, what kind o/gibi, birden fazla sözcük içeren yapılarla kullanılmaz.

What on earth are you doing? 
Söyle Allah aşkına sen ne yapıyorsun
Where on earth have you been? 
Söyle bakayım, nerekerdeydin?
How In the world did you ever manage to learn to use chopsticks?
Allah aşkına, bu yemek çubuklarını kullanmayı nasıl başardınız?

Çok sık olmamakla birlikte konuşma dilinde ünlem cümlelerini de aktarmak gerektiği zamanlar olur. Birkaç örnekle bunları görelim.

What a lovely carpet!
Ne güzel halı!

Yukarıdaki örnekte de görüldüğü gibi bazı ünlem cümlelerinde fiiller bulunmaz. Bu nedenle böyle bir cümleyi hem İngilizce'de hem Türkçe'de önce düz cümle haline getiririz, ondan sonra aktarırız.

What a lovely carpet (this is)!
(Bu) ne kadar güzel halı(dır)!
deriz, ondan sonra "Indirect" cümleye çeviririz.

Ünlem cümleleri "indirect" cümleye çevrilirken, giriş cümlelerinde "remark, exclaim, observe, cry ..." fiilleri kullanılabilir.

Örnekler:

What a lovely carpet!
önce düz cümle yapalım.
What a lovely carpet this is!
Şimdi "indirect" cümleye çevirelim:
She observed what a lovely carpet that was.
What a terrible voice!
Düz cümle yapalım:
What a terrible voice this is.
Indirect'e çevirelim:
She exclaimed what a terrible voice that was.

Şüphesiz bütün ünlem cümleleri böyle olmaz. Fiilleri bulunan ünlem cümleleri de vardır. Bu tip ünlem cümlelerini "Indirect" cümleye çevirmek daha kolaydır.

Direct:
"The shop is on fire!" (Aynı düz cümle gibi)

Indirect:
She shouted that the shop was on fire.

Direct:
"Be quiet!" (Aynı emir cümlesi gibi)

Indirect:
He begged them to be quiet. (Sessiz durmaları için yalvardı.)

Direct:
"What a big slice of bread you have given me!"

İndirect:
She exclaimed what a big slice of bread he had given her.
(Kendisine ne kadar kocaman bir dilim ekmek verdiğini haykırdı.)

"What a lovely house you have!"
The visitors told me with admiration what a lovely house I had.
(Konuklar hayranlıkla ne kadar güzel evimiz olduğunu belirttiler.)

"Stop that terrible noise!"
He shouted angrily to them to stop that terrible noise.
(Onlara şu müthiş gürültüyü kesmeleri için kızgınca bağırdı.)

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski