Action and Non-Action Verbs

ACTION VERBS (Progressive / dynamic verbs):
Hareket belirten fiiller.


Bu tür fiiller hareket ifade ettiklerinden dolayı, hem süreklilik belirten zamanlarla (Progressive Tenses), hem de durum ifade eden zamanlarla (Non-progressive Tenses) kullanılabilir.Bu tür filler beden ile yapılan fiziksel eylemleri içerir: Look for, write, read, work, watch, speak, vs.

  • Mike is watching the kittens now.(şimdiki zaman da yapılan iş)
  • Mike sometimes watches the kittens.(geniş zaman da yapılan iş)
  • She is writing a letter to his boyfriend at present. (konuşma anında gerçekleşen eylem)
  • She writes a letter every week to his boyfriend.(genel olarak yapılan eylem)

NON-ACTION (non-progressive / state verbs):
Durum ifade eden filler.


Bu guruba giren filler hareket ifade etmediklerinden dolayı, süreklilik belirten zamanlarla (Progressive Tenses) kullanılmaz. Yani fiiller– ing eki almazlar. Bu tür filler daha çok mülkiyet, duygu, düşünce veya hislerimizi ifade eden fillerdir.

  • This book belongs to me. (This book is belonging me. İfadesi yanlıştır,kullanamayız, çünkü sahip olma ifadesi belli bir anda olup bitten bir eylem gibi algılanamaz.)
  • ·She loves her father more than every thing. (She is loving ……….. yanlış, çünkü sevmek sadece o ana ait bir duygu değil, yada hemen bitip sona eren bir eylem değil)

COMMON NON-ACTION / NON-PROGRESSIVE VERBS
(Yaygın olarak kullanılan durum ifade eden fiiller)

Duygu ve hislerimizi ifade edenler
 like, love, want, enjoy, hate, dislike, fear, envy, wish, forgive,   loathe, detest, appreciate, desire, vs.
Zihinsel durumumuzla ilgili olanlar
 believe, know, understand, remember, suppose, think(= believe), imagine, realise, forget, recognize, feel (=suppose), expect (=think), mean, notice, imagine, prefer, vs.
Algılamamızla ilgili olanlar
see, hear, smell, taste, feel, vs.
Görsel algılama ile ilgili olanlar
seem, be, look, appear, sound, vs.
Mülkiyet ifade edenler
 have, own, belong to, vs.
Diğerleri
 need, cost, weigh, owe, exist, advise, promise, refuse, contain, consist of, include, trust, agree, measure, vs.

Ancak, bununla beraber bu fiiller, farklı bir anlam taşıdıkları zaman, süreklilik belirten zamanlarla (Prpogressive Tense) kullanılabilirler. Yani –ing eki alır. Aşağıda en çok kullanılan bu tür fillerin hem süreklilik belirten hem de süreklilik belirtmeyen anlamları verilmiştir.

SEE
SEE : ziyaret etmek, uğurlamak, karşılamak anlamlarında kullanılırsa –ing eki alır.

· My mother is seeing a dentists tomorrow.
· We are seeing a friend of us off the airport soon.
· My uncle is seeing us next week.
· I am seeing the admiral at the airport.
· The manager is seeing one of the applicants at present.

“SEE” fiili yavaş yavaş yapılan eylemi ifade ederken süreklilik ifade eden zamanlarla kullanılabilir.

· I am seeing a bit more clearly as my eyes get used to the darkness.

"SEE" fiili sürekli olarak bizi rahatsız eden bir eylemi dile getirmek için süreklilik ifade eden zamanlarla kullanılabilir. Bu tür cümlelerde daima “always, continually, frequently” gibi sözcükler kullanılabilir.

· My little sister is continually seeing nightmare.

HEAR
HEAR : duymak, işitmek, bakmak, katılmak anlamlarında kullanılırsa –ing eki alır.
· We are hearing you clearly. You can speak.
· We are hearing bad things about you these days.
· Which judge is hearing the case?
· The court is hearing evidence this afternoon.
· I am hearing lectures on Macro-economics at the university.

“HEAR” yavaş yavaş yapılan bir eylemi dile getirirse süreklilik ifade eden zamanlarla kullanılabilir:
· Thank God. I am hearing, doctor!

“HEAR” fiili sürekli olarak bizi rahatsız eden bir eylemi dile getirmek için süreklilik ifade eden zamanlarla da kullanılabilir. Bu tür cümlelerde daima “always, continually, frequently” gibi sözcükler kullanılır.

· He says he is always hearing strange voices in this house.

SMELL
“SMELL” fiili “kokmak; koku vermek” anlamında, yani isteğimizin dışında kendiliğinden olan bir işi ve oluşu dile getirdiği zaman –ing eki almaz.
· This flower smells wonderful.
· The cake smells nice.
· The room smells of garlic.

“SMELL” fiili “koklamak” anlamında yani isteyerek yapmış olduğumuz bir eylemi dile getirdiğinden – ing eki alır.

· Ayla is smelling the flowers.
· The dog is smelling the meat.

TASTE
“TASTE” fiilli “tadı olmak; tad vermek” anlamında yani isteğimizin dışında, kendiliğinden olan işleri
ve oluşları dile getirdiğinde dolayı –ing eki almaz.

· The milk tastes sour.
· The soup tastes delicious.

“TASTE" fiili tatmak” anlamında, yani isteyerek yapmış olduğumuz bir eylemi dile getirmek için kullanılıyorsa –ing eki alır
· My mother is tasting the soup to see whether there is enough salt in it.

FEEL:
“FEEL” fiili “gibi hissini vermek” anlamında, yani isteğimizin dışında kendiliğinden olan bir eylemi  dile getirmek için kullanıldığında –ing eki almaz.
· These sheets feel damp.
· This cloth feels like artificial silk.
· This dress feels a little tight.

“FEEL” fiili “el ile dokunmak” anlamında, yani isteyerek yapmış olduğumuz bir eylemi dile getirmek için kullanılıyorsa –ing eki alır.
· The doctor is feeling my pulse.
· Müge is feeling the cloth to see whether it is pure silk.

“FEEL” fiili “hissetmek; farkına varmak” anlamında, yani vücudumuz ya da düşüncelerimizle ilgili durumları dile getirmek için kullanılıyorsa her iki yapıda da kullanılabilr.
· How do you feel/how are you feeling?
· I feel/am feeling well.
· I f eel/am feeling cold this morning.
· I feel/am feeling sorry for this old man.

“FEEL LIKE” (canı istemek) asla –ing eki almaz.
· I don't feel like going to work today.
· My mother doesn't feel like eating now.

THINK
THINK: “düşünmek, kafasından geçirmek, planlamak” anlamlarındaysa süreklilik ifade eden zamanlarla kullanılabilir. “Sanmak, zannetmek” anlamlarındaysa süreklilik ifade eden zamanlarla kullanılmaz.
· I don’t think they will wisit us very soon.(zannetmek, sanmak)
· My father is thinking of moving this town.(planlamak,kafasından geçirme)

HAVE :
HAVE: sahiplik bildiriyorsa, hareket ifade eden zamanlarla kullanılmaz. Ancak, başka bir sözcükle birleşip eylem bildiriyorsa, kullanılır.

· Sorry, I can't lend you any money, because I don't have much now.(sahipililik)
· She has two brothers. (sahiplilik)
· She is having breakfast now.(kahvaltı yapma eylemi)
· Father can't come to the phone. He is having a bath right now. (banyo yapma eylemi)

Sahiplik bildiren “have,has” “ have got, has got” biçiminde de kullanılır.

I have two sisters and one brother. = I have got two sisters and one brother.
He does't have any brothers and sisters. = He hasn't got any brothers and sisters.
She has a big blue car. = She has got a big blue car
She doesn't have a bike. = She hasn't got a bike.
Does she have a boat? Yes, she does. = Has she got a boat? Yes, she has.

LOOK
LOOK : “gibi görünmek” anlamındaysa -ing almaz; “bakmak” anlamındaysa -ing alır. Bakmak anlamında kullanıldığında “at” edatı ile kullanılır.

· You look ill. You'd better go home and take a rest.
· That ladder doesn't look safe.
· Why are you looking out of the window? Is there something interesting?
· I'm looking at you carefully but I don't understand what you are trying to do.

APPEAR
APPEAR : “gibi görünmek” anlamındaysa --ing almaz; “ortaya çıkmak anlamındaysa”--ing ' alır.

· The teacher appears to be in a bad mood today.
· She appears to be bored with the film.
· Look! Allan is appearing from where he has hidden.

LIVE
LIVE : fiili ile sürekli oturduğumuz yeri ifade ediyorsak, geniş zaman kullanılır.

· A: Where do you live?
  B: I live in Istanbul.
· A: Where do your parents live?
  B: They live in Germany.

Ancak, geçici olarak ikamet ettiğimiz yeri şimdiki zamanla belirtiriz.

· l moved to this town only two weeks ago. and I'm living with my relatives for the time being.
· Martin is living at a hotel until he finds a flat to rent.

EXPECT
EXPECT: “düşünmek; zannetmek” anlamında her zaman durum ifade eden cümlelerle kullanılır, “beklemek; umit etmek” anlamlarında süreklilik ifade eden cümlelerle kullanılır.

· Everybody in the region expect that they will stop the war. (……herkes düşünüyor, zannediyor)
· We are expecting a letter from our wholesaler today. (……….bekliyoruz, umit ediyoruz)
· My elder sister is expecting a baby. (ablam bekliyor)

MIND: fiili “aldırış etmek”; “dikkat etmek” anlamında durum ifade eden cümle yapılarında kullanılır. “mind” fiilini “take care of: bakmak; dikkat etmek” anlamında süreklilik ifade eden cümlelerde kullanılır.

· The old man doesn't mind the cold weather even though it is freezing..
· Do you mind if I smoke?
· Sheila is minding the children tonight, so she won’t join us.
· Who is minding the customers?

WEIGH / MEASURE: Bir nesnenin “ağırlığını / ölçüsünü” söylerken -ing kullanılmaz; “tartmak” / ölçmek” anlamındaysa -ing kullanılır.

· The baby is getting fatter. She weighs six kilograms.
· The field measures ninety meters long by eighty meters wide.
· The butcher is weighing the meat now.
· The wise man is measuring his word carefully.

FORGET :
FORGET: Genellikle durum ifade eden cümlelerde kullanılır, bu fiil bazen süreklilik ifade eden cümlelerle de kullanılabilir.

a. Eğer unutma işi yavaş yavaş oluyorsa:
· I am forgetting my English.

b. Kabalık yapan bir kimseye davranışlarını hatırlattığımız zaman:

· I think you are forgetting your manners.
· Are you forgetting your manners again?

c. Neredeyse (almost / nearly) anlamında kullanılıyosa –ing eki alır.

· I am forgetting my umbrella.
 =I almost forgot my umbrella.

d. "forget" fiili sürekli olarak bizi rahatsız eden bir unutma eylemini dile getirmek için süreklilik ifade eden cümlelerde kullanılır. Bu tür cümlelerde "always, continually, frequently" gibi sözcükler kullanılır:

· I am always forgetting his telephone number.

FIND: Fiili genellikle durum ifade eden cümlelerle kullanılır ama bazen bu fiil süreklilik ifade eden cümlelerle de kullanılabilir:

· How are you finding your new job, John?

Bu cümle bize, John’nun işe yeni başladığını ve işinin ilginç olup olmadığı konusunda kesin bir karara varmamış olduğunu gösterir. Belki John birkaç gün sonra işini ilginç bulmayacaktır. John işinin ilginç olduğunu kesin olarak söylemiş olsaydı bu cümleyi şu şekilde durum ifade eden bir cümleyle kurması gerekirdi.

· I don’t find my job very interesting.

MEAN: filli “anlamına gelmek” anlamında kullanılıyorsa her zaman durum ifade eden cümlelerle kullanılır. “niyet etmek” anlamında kullanılıyorsa sürklilik ifade eden cümlelerle kullanılabilir.
· Your close friendship means a lot to us.(…..anlamına gelir)
· I am always meaning to learn another foreign language.(…..niyet etmekteyim)

WANT / WISH / HOPE: bu fiiller genelikle süreklilik ifade etmeyen fiillerle kullanılır, ancak olmasını çok istediğimiz işleri dile getirmek için süreklilik ifade eden fiillerlerle de kullanılır.

· I am wanting to own a car like this one.
· I am wishing to spend my holiday in Mayorca.
· He is hoping to become a famous film star.

“WANT” filli sık sık tekrarlanan eylemleri ifade etmek için süreklilik bildiren yapılarla kullanılabilir.

· My wife is always wanting money for new dress even though she has a huge selection
in the wardrobe.

DEPEND ON: “dayanmak; bağlı kalmak” anlamlarında kullanılsığında –ing almaz, “güvenmek” anlamında kullanıldığında –ing alır.

· The value of these goods depend on mostly their shape and size.
· I am depending on you to obtain the car tomorrow.

FIT: “uymak, uygun gelmek” anlamında –ing almaz. “takmak” anlamında –ing alır.

· This pullover doesn’t fit me any more. It has been shrinked.
· I am fitting the light on the ceiling.

HOLD: “içine almak” anlamında kullanıldığında –ing almaz, “tutmak” anlamında kullanılırsa –ing alır.

· This stadium holds seventy-five thousand people.
· She is holding the bag over her heat not to get wet.

KEEP: “dayanmak, taze kalmak” anlamında –ing almaz, “saklamak; beslemek” anlamında kullanıldığında –ing alır.

· Meat doesn’t keep in hot weather.
· My father is keeping his money in small bank.

KEEP ON: “devam etmek” anlamında süreklilik ifade eden cümlelerle kullanılmaz. –ing eki almaz.

· He keeps on asking silly questios when he sees me.

COST / RESEMBLE: bu filler genelikle –ing almaz, ama sıfatların dereceleri (comperative) ile birlikte kullanıldığında –ing alırlar.

· Good food is costing more since devaluation
· Sue is resembling her mother more and more as the years go by.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski