7. Sınıf 7. Ünite

7. Sınıf  7. Ünite

Bu ünitede burçlar ve batıl inançlar üzerine çalışma yapacağız.
aries : koç burcu cancer : yengeç burcu
libra : terazi burcu capricorn : oğlak burcu
taurus : boğa burcu leo : aslan burcu
scorpio : akrep burcu aquarius : kova burcu
gemini : ikizler burcu virgo : başak burcu
sagittarius : yay burcu pisces : balık burcu

The Simple Future Tense
(Basit Gelecek Zaman)

Gelecekle ilgili tahminde bulunur veya karar verirken will + verb 1 yapısını kullanırız. Örnekleri inceleyiniz.
  • You will need to have a rest for awhile. (Bir süre dinlenmeye ihtiyaç duyacaksın.)
  • The robots will do the housework. (Ev işlerini robotlar yapacak.)
  • We will live in skyscrapers. (Biz, gökdelenlerde yaşayacağız.)
  • She will take care of her health. (O, sağlığı ile ilgilenecek.)
  • You will also get a present this week. (Sen, bu hafta bir hediye de alacaksın.)
  • You will live a long happy life. (Sen, uzun mutlu bir hayat yaşayacaksın.)
  • You will have some problems with your family. (Ailenle ilgili bazı sorunlar olacak.)
  • You will wait and plan your day. (Bekleyecek ve gününü planlayacaksın.)
  • You will go out and make some friends. (Dışarıya çıkacak ve bazı arkadaşlar edineceksin.)
  • He will share his ideas with a Libra friend. (O, terazi burçlu bir arkadaşı ile fikirlerini paylaşacak.)
  • We will study very hard and organize our time well. (Biz, çok sıkı çalışacak ve zamanımızı iyi düzenleyeceğiz.)
  • You will need some money and ask a Virgo friend. (Biraz paraya ihtiyacın olacak ve başak burclu bir arkadaşından isteyeceksin.)
  • You will meet an old friend and make plans for a holiday together. (Eski bir arkadaşınla buluşacak ve birlikte tatil planları yapacaksın.)
  • They will do their homework and listen to their teachers carefully. (Onlar, ödevlerini yapacaklar ve öğretmenlerini dikkatle dinleyecekler.)
  • She will find the answers to your problems soon. (O, yakında senin sorunlarının cevaplarını bulacak.)
  • Your friend will invite you to a birthday party. (Arkadaşın, seni bir doğum günü partisine davet edecek.)
  • You will fall in love with her / him. (Sen, ona aşık olacaksın.)
  • Something will change in your life and you will remember this week for a long time. (Birşey senin hayatını değiştirecek ve sen bu haftayı uzun bir süre hatırlayacaksın.)
  • You will win a game and will be dynamic and cheerful. (Bir oyunu kazanacak ve dinamik ve neşeli olacaksın.)
Olumsuz yapıda will not + verb 1 yapısı kullanılır. Örnekleri inceleyiniz.
  • You won't hear good news this week. (Sen, bu hafta iyi haberler duymayacaksın.)
  • You won't be successful in your career. (İş hayatında başarılı olmayacaksın.)
  • Your family won't give you a pet. (Ailen, sana bir ev hayvanı vermeyecek.)
  • They won't have some health problems this month. (Bu ay, onların bazı sağlık sorunları olmayacak.)
  • Everything won't be okay next week and you won't be more relaxed. (Gelecek hafta herşey tam olmayacak ve sen daha çok gevşemeyeceksin.)
  • You will lose something today and you won't find it. (Sen, bugün bir şey kaybedeceksin ve onu bulamayacaksın.) 

Conditional Sentences (Şart Cümleleri) : Type One

İçinde bulunduğumuz an veya gelecekte - yakın veya uzak gelecek olabilir - belirtilen şartın yerine getirilmesi üzerine meydana gelebilecek olayları tahmin etmekte kullanılır. If ile başlayan, şartı belirten cümle the simple present tense (geniş zaman), olacağı tahmin eden cümle ise the simple future tense (basit gelecek zaman)yapısındadır. Örnekleri inceleyiniz.
  • If you play a game, you will win. (Sen, bir oyun oynarsan, kazanacaksın.)
  • If you right hand itches, you will get money. (Eğer sağ elin kaşınırsa, para alacaksın.)
  • If you are not careful, you will be unhappy. (Eğer sen dikkatli değilsin, mutsuz olacaksın.)
  • If you are a positive person, you can be lucky. (Eğer olumlu bir kişiysen, şanslı olabilirsin.)
  • You will find a different world if you read some poems. (Eğer birkaç şiir okursan, değişik bir dünya bulacaksın.)
  • If there are a lot of quinces, the winter will be very cold. Eğer ayva çok olursa, kış çok soğuk geçecek.)
  • If you see a black cat, it will bring you bad luck. (Eğer siyah bir kedi görürsen, o sana kötü şans getirecek.)
  • If you put a horseshoe outside your house, your family will have good luck. (Eğer evinin dışına bir nal koyarsan, ailen iyi şansa sahip olacak.)
  • If you walk under a ladder, you will be unlucky. (Eğer bir merdivenin altından yürürsen, şanssız olacaksın.)
  • You will be unlucky for seven years if you break a mirror. (Eğer bir ayna kırarsan, yendi yıl şanssız olacaksın.)
  • If you open an umbrella indoors, it will bring bad luck. (Eğer evin içinde bir şemsiye açarsan, o sana kötü şans getirecektir.)

Should & Should not (Öneride Bulunma; Öğüt Verme.)

Yapılmasında yarar bulunan bir eylem önerilir veya bir tavsiyede bulunulurken should özel yardımcı fiilinden yararlanırız. Bu cümle yapısında verb (fiil) yalın haldedir. Örnekleri inceleyiniz.
  • You should not be pessimistic. (Sen, karamsar olmamalısın.)
  • You should have a rest for a while. (Sen, bir süre dinlenmelisin.)
  • You should try to be calm. (Sen, sakin olmayı denemelisin.)
  • You should be helpful and generous. (Sen, yardımsever ve cömert olmalısın.)
  • You should not be jealous and nervous. (Sen, kıskanç ve sinirli olmamalısın.)
  • You should not have junk food. (Sen, abur cubur yememelisin.)
  • You should control your behaviours. (Sen, davranışlarını kontrol etmelisin.)
  • You should trust yourself. (Sen, kendine güvenmelisin.)
  • You should not spend to much money. (Sen, çok fazla para harcamamalısın.)
  • You should take extra care of your health. (Sen, sağlığına ekstra dikkat etmelisin.)
  • You should not worry and trust your instincts. (Sen, üzülmemeli ve içgüdülerine güvenmelisin.)
Bu derste öğreneceğiniz yeni kelimeler:
  • superstition : batıl inanç
  • charm : cazibe; albeni
  • misfortune : şanssızlık, talihsizlik
  • four-leaf clover : dört yapraklı yonca
  • magic : büyü, sihir
  • horseshoe : nal, at nalı
  • superstitious : batıl inançlı
  • good (bad) luck : iyi (kötü) şans
  • lucky number : şanslı sayı
  • bring bad luck : kötü şans getirmek
  • walk under a ladder :merdivenin altında yürümek
  • see a black cat: siyah bir kedi görmek
  • protect : korumak
  • put a horseshoe above the door :kapının üzerine bir nal koymak
  • coffee reading : kahve falı
  • tarot : tarot falı
  • make a wish : dilek tutmak
  • black cat : siyah kedi
  • touch wood : (nazar değmesin diye) tahtaya vurmak
  • blue bead : mavi boncuk
  • luck : şans, talih
  • belief : inanma, inanç
  • believe : inanmak, güven duymak
  • scientific : bilimsel
  • unscientific : bilimsel olmayan
  • old coin : eski para, sikke
  • break a mirror : bir ayna kırmak
  • open an umbrella : bir şemsiye açmak
  • find a four-leaf clover : dört yapraklı yonca bulmak
  • unlucky number :şanssız numara
  • magic ball : sihirli küre
  • make new friends : yeni arkadaşlar edinmek

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski