6. Sınıflar 4. Ünite

6. Sınıflar  4. Ünite

Havanın nasıl olduğu aşağıdaki örneklerdeki gibi sorulabilir:


  • What is the weather like today?  (Bugün hava nasıl?)
  • How is the weather in the morning? (Sabahleyin hava nasıl?)
  • What is the weather like in your city today?   (Şehrinde bugün hava nasıl?)
  • Do you listen to the weather news on TV every day?  (Her gün televizyonda hava durumu haberleri dinliyor musun?)
Yukarıdaki sorulara şu şekilde cevaplar verilebilir:
  • It is rainy in İstanbul. (Hava, İstanbul'da yağmurlu.)
  • It is sunny in İzmir. (Hava, İzmir'de güneşli.)
  • It is sunny and warm in Antalya. (Hava, Antalya'da güneşli ve sıcak.)
  • It is cloudy and cold in Ankara. (Hava, Ankara'da bulutlu ve soğuk.)
  • It is rainy and windy in Trabzon. (Hava, Trabzon'da yağmurlu ve rüzgarlı.)
  • It is snowy and cold in Erzurum.  (Hava, Erzurum'da karlı ve soğuk.)

Örnek sorularımızı biraz daha çeşitlendirip, konunun daha iyi anlaşılmasına yardımcı olabiliriz.
  • Which season is hot? (Hangi mevsim sıcaktır?)
  • Summer is hot. (Yaz (mevsimi) sıcaktır.)
  • Which season is cold?(Hangi mevsim soğuktur?)
  • Winter is cold. (Kış (mevsimi) soğuktur.)
  • What can you wear on rainy days? (Sen, yağmurlu günlerde ne giyebilirsin?)
  • I can wear my raincoat on rainy days.(Ben, yağmurlu günlerde yağmurluğumu giyebilirim.)
  • Where can you go on sunny days? (Sen, güneşli günlerde nereye gidebilirsin?)
  • I can go to the seaside on sunny days. (Ben, güneşli günlerde deniz kenarına gidebilirim.)
  • Do you like rainy days or snowy days? (Sen, yağmurlu günleri mi yoksa karlı günleri mi seversin?)
  • I like (rainy) snowy days.(Ben, (yağmurlu) karlı günleri severim.)

Şimdi de hava durumuna göre (mevsimlere göre de) neler yapabiliriz, neler olur, görelim. Örnekleri inceleyiniz.
  • If it is summer time, I swim a lot. (Yaz zamanıysa, ben çokca yüzerim.)
  • If it is autumn time, I don't go out. (Sonbahar zamanıysa, dışarıya çıkmam.)
  • If it is winter time, I make a snowman. (Kış zamanıysa, kardan adam yaparım.)
  • If it is spring time, I plant some trees and flowers. (İlkbahar zamanıysa, birkaç ağaç ve çiçek ekerim.)
  • It rains a lot in Rize in spring. (Baharda, Rize'de çok yağmur yağar.)
  • People wear thin clothes and sunglasses in summer. (İnsanlar, yazın ince giysiler giyer ve güneş gözlüğü takarlar.)
  • Children eat ice-cream and drink cold drinks in summer.  (Çocuklar, yazın dondurma yer ve soğuk içecekler içerler.)
  • The leaves fall down in autumn.  (Yapraklar sonbaharda dökülür.)
  • I am very happy in winter. I play snowballs outside. (Ben, kışın çok mutlu olurum. Dışarıda kartopu oynarım.)

Hava durumu ile insan psikolojisi arasında - mutlak - bir ilişki vardır. İnsan; bazen sinirli, bazen neşeli, bazen de karamsar olabilir. His belirtirken feel (hissetmek) fiili kullanılır. Örnekleri inceleyiniz.
  • How do you feel in stormy weather?  (Fırtınalı havada (kendini) nasıl hissediyorsun?)
  • How do you feel in nice and warm weather?  (Sen, güzel ve sıcak günlerde (kendini) nasıl hissediyorsun?)
  • I feel sleepy and moody in autumn.  (Ben, sonbaharda (kendimi) uykulu ve huysuz hissediyorum.)
  • I feel happy on sunny and warm days. (Ben, güneşli ve sıcak havada (kendimi) mutlu hissediyorum.)
  • I feel anxious and scared in stormy weather. (Ben, fırtınalı havada (kendimi) endişeli ve korkmuş hissediyorum.)
  • I feel tired in rainy and cool days.  (Ben, yağmurlu ve ılık havada (kendimi) yorgun hissediyorum.)
  • I feel happy and energetic on snowy days. (Ben, karlı günlerde (kendimi) mutlu ve enerjik hissediyorum.)
  • If I feel happy, I want to dance. (Ben, (kendimi) mutlu hissedersem, dans etmek isterim.)
  • If I feel anxious, I don't want to be alone. (Ben, (kendimi) endişeli hissedersem, yalnız kalmak istemem.)
  • If I feel scared, I want to sleep in my parents' room. (Ben, (kendimi) korkmuş hissedersem, anne-babamın odasında uyumak isterim.)

Bu ünitede öğreneceğiniz yeni kelimeler:
  • hot : sıcak happy : mutlu
  • autumn : sonbahar
  • cold : soğuk
  • sleepy : uykulu
  • winter : kış
  • sunny : güneşli
  • upset : üzgün
  • wet : ıslak
  • rainy : yağmurlu
  • anxious : endişeli
  • dry : kuru
  • cloudy : bulutlu
  • scared : korkmuş
  • cool : serin
  • stormy : fırtınalı
  • fabulous : olağanüstü
  • warm : ılık; sıcak
  • freezing : dondurucu soğuk
  • hailing : dolu yağması
  • lightning : yıldırım
  • foggy : sisli
  • spring : ilkbahar
  • feel : hissetmek
  • moody : kaprisli; karamsar
  • summer : yaz
  • snowy : karlı, kar yağışlı

Günlük yaşamımızla ilgili karşılaşabileceğimiz sorular:

DO ve DOES ile sorulan sorular evet / hayır sorularıdır. Bu sorulara cevap verirken, genelinde evet veya hayır deriz. Yada 'evet' veya 'hayır' ın yerine kullanacağımız bir ifade de olabilir.
  • Do you get up early or late?  (Erken mi yoksa geç mi kalkarsın?)
  • Do you live in a flat or in a house?  (Bir apartmanda mı yoksa bir evde mi oturuyorsun?)
  • Do you think you have got an interesting life?  (İlginç bir hayatın olduğunu düşünüyor musun?)
  • Do you stay up late at night? (Geceleri geç saatleri kadar kalır mısın?)
  • Do you ride a bicycle at weekends?  (Hafta sonlarında bisiklete biner misin?)
  • Do you put any salt on your food? (Yemeğine hiç tuz katar mısın?)
  • Do you take any sugar in your tea / coffee?  (Çay veya kahvenize hiç şeker alır mısınız?)
  • Do you have lunch at school?  (Okulda öğle yemeği yer misin?)
  • Does your mother help you with your homework? (Annen ödevlerinde sana yardım eder mi?)

Aşağıdaki soru kelimeleri ile sorulan sorular detay sorularıdır. Neyi, ne zaman, nerede, kim, vs. gibi dedayları sorar. Bu tür sorularda soru kelimesi genellikle başta olur, ve be kelimelerden sonra genellikle DO veya DOES gelir.
  • How do you spend a day? (Bir günü nasıl geçirirsiniz?)
  • What do you do in your free time? (Boş zamanında ne yaparsın?)
  • What do you do with your friends? (Arkadaşlarınla ne yaparsın?)
  • What do you do in the afternoons? (Öğleden sonra ne yaparsın?)
  • What do you do on Sundays? (Pazar günleri ne yaparsın?)
  • What do you have for breakfast? (Kahvaltıda ne yersin?)
  • Which days do you go to the cinema? (Hangi günlerde sinemaya gidersin?)
  • Which sports do you do at weekends?  (Hafta sonunda hangi sporları yaparsın?)
  • What time do you get up?  (Ne zaman kalkarsın?)
  • What time do you start school?  (Ne zaman okula başlarsın?)
  • What time do you get home?  (Ne zaman eve gelirsin?)
  • What time do they get up in the mornings?  (Onlar sabahları saat kaçta kalkarlar?)
  • Where do you live?  (Nerede yaşarsın?)
  • Who prepares your meals?  (Yemeklerini kim hazırlar?)
  • How many hours do you sleep a day?  (Bir günde kaç saat uyursun?)
  • How many hours do you spend with your friends?  (Arkadaşlarınla kaç saat geçirirsin?)
  • How often do you play computer games?  (Ne sıklıkta bilgisayar oyunu oynarsın?) 
  • How often do you have music lessons?  (Hangi sıklıkta müzik dersleri alırsın?)
  • How often do you eat fresh fruit and vegetables?  (Ne sıklıkta taze meyva ve sebze yersin?)

Her gün ya da sık sık yaptığımız eylemler the simple present tense (basit geniş zaman) ile anlatılır.
  • They eat  eggs every morning.  (Onlar, her sabah yumurta yer.)
  • We go to the gym three times a week.  (Biz, haftada üç kez spor salonuna gideriz.)
  • I come back home at six o’clock.  (Saat altıda eve geri dönerim.)
  • I take a shower at seven o’clock.  (Saat yedide duş alırım.)
  • I take the school bus at half past seven.  (Saat yedi buçukta servis otobüsüne binerim.)
  • I like apples, but I don’t like oranges.  (Elmaları severim, ama portakalları sevmem.)
  • He works in a supermarket.  (O büyük bir süpermarkette çalışır.)
  • She studies with you in a library.  (O seninle bir kütüphanede ders çalışır.)
  • My classes start at 8.30.  (Derslerim sekiz buçukta başlar.)
  • We live in a big house.  (Biz büyük bir evde yaşarız.)
  • She goes to school by bicycle.  (Okula bisikletle gider.)
  • She plays volleyball for three hours every day.  (Her gün üç saat voleybol oynar.)
  • The school finishes at 3 o’clock.  (Okul saat üçte biter.)
  • I don’t go to school at weekends.  (Hafta sonlarında okula gitmem.)

Always (daima); usually (genellikle), sometimes (bazen), never (asla) … gibi süreklilik zarfları eylemin hangi sıklıkta yapıldığını gösterirler. Aşağıdaki örnekleri inceleyiniz.
  • I always get up early in the mornings.  (Sabahları daima erken kalkarım.)
  • I always walk to school.  (Daima okula (yürüyerek giderim) yürürüm.)
  • You always eat fresh fruit and vegetables.  (Sen daima taze meyve ve sebze yersin.)
  • Hakan always does his homework.  (Hakan ödevlerini daima yapar.)
  • I usually go to school by bus.  (Okula genellikle otobüsle giderim.)
  • He usually eats his lunch out.  (Genellikle öğle yemeğini dışarıda yer.)
  • We sometimes go to the cinema.  (Bazen sinemaya gideriz.)
  • We sometimes go for a long walk along the river. (Bazen nehir boyunca uzun bir yürüyüş yaparız.)
  • I never walk my home, because it is too far.  (Eve asla okula yürüyemem, çünkü çok uzak.)
  • We often go to the cafe near our school and eat something. (Sık sık okulumuzun yanındaki kafeye gideriz ve bir şeyler yeriz.)
  • I rarely have free time, and I want to see a film very much. (Çok az boş vaktim olur ve bir film seyretmeyi çok isterim.)

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski