5. Sınıf 3. Ünite
Bu dersimizde hobiler, favori oyunlar, ve boş zamanlarda ne yaptığınızla ilgili soru ve cevapları önce bir çalışalım.- Do you like hopscotch? (Seksek (oynamayı) sever misin?)
- Do you like board games? (Masaüstü oyunlarını sever misin?)
- Can you play hide and seek? (Saklambaç oynayabilir misin?)
- Do you go fishing? (Balığa gider misin?)
- Do you know the rules of backgammon? (Tavlanın kurallarını bilir misin?)
- What are your favourite games? (Favori oyunlarınız nelerdir?)
- What are your hobbies? (Hobilerin nelerdir?)
- What do you like playing with your friends? (Arkadaşlarınla ne oynamayı seversin?)
- Which games can you play? (Hangi oyunları oynayabilirsin?)
- Which games are your favourites? (Hangi oyunlar favorilerindir?)
- Who usually wins in chess? (Genellikle satrançta kim yener?)
- Can your mother play chess? (Annen satranç oynayabilir mi?)
- Can you ride a bike? (Bisiklete binebilir misin?)
- Can Sally dance? (Sally dans edebilir mi?)
Şimdi örnek cümlelerimize geçelim:
- Let’s play hopscotch! (Seksek oynayalım!)
- Let’s play taboo! (Tabu oynayalım!)
- Let’s play chess! (Satranç oynayalım!)
- Play a game with me! (Benimle bir oyun oyna!)
- I don’t like board games. (Masa üstü oyunlarını sevmem.)
- I like playing taboo. (Tabu oynamayı severim.)
- I like spending time with my friends. (Arkadaşlarımla vakit geçirmeyi seviyorum.)
- I don’t like watching TV. (Televizyon seyretmekten hoşlanmıyorum.)
- I love backgammon and chess. (Tavla ve satrancı seviyorum.)
- I dislike fishing. It is boring. (Balık tutmaktan hoşlanmıyorum. Sıkıcı.)
- I dislike playing hide and seek. (Saklambaç oynamaktan hoşlanmıyorum.)
- I usually do puzzle. (Genellikle bulmaca çözerim.)
- I sometimes play chess on the Net. (Bazen internette satranç oynarım.)
- I am bored. What can you do? (Canım sıkılıyor. Ne yapabilirim?)
- We can play tag. (Sobe oynayabiliriz.)
- Children can play with marbles. (Çocuklar misket oynayabilirler.)
- I can play hopscotch, but I can’t play chess. (Seksek oynayabilirim, fakat satranç oynayamam.)
- I can do handspring. (Takla atabilirim.)
- I can’t run very fast. (Çok hızlı koşamam.)
- My hobby is drawing and painting. (Hobim resim çizmek ve boyamaktır.)
- My favourite hobby is playing hide and seek. (En sevdiğim hobim, saklambaç oynamaktır.)
- Her favourite board game is chess. (En sevdiği masa üstü oyunu satrançtır.)
- His favourite outdoor games is hopscotch. (En sevdiği açık hava oyunu seksektir.)
- My hobby is doing puzzle. (Hobim bulmaca çözmektir.)
- I play football in my leisure time. (Boş zamanımda futbol oynarım.)
- We play tennis in the court. (Biz tenis kortunda tenis oynarız.)
- I need a rope for skipping. (İp atlamak için bir ipe ihtiyacım var.)
- There are two teams in a basketball match. (Basketbol oyununda iki takım vardır.)
- Table tenis is a sport. (Masa tenisi spordur.)
- They are playing drop the handkerchief. (Mendil kapmaca oynuyorlar.)
- A swimmer wears a swimming suit. (Yüzücü mayo giyer.)
- Origami is an indoor activity. (Kâğıt katlama bir iç mekan etkinliğidir.)
- Fishing is an outdoor activity. (Balık tutma bir dış mekan etkinliğidir.)
Like (sevmek) fiilini sevdiğimiz, hoşlandığımız nesne veya eylemleri belirtmek için kullanırız. Eylem belirtilirken, fiilin sonuna –ing eki getirilir. Bu ünitede the simple present tense (basit geniş zaman) cümle yapısından yararlanıyoruz. Örnekleri inceleyiniz.
- I like basketball. (Basketbolu severim.)
- He likes volleyball. (Voleybolu sever.)
- She likes playing handball. (Handbol oynamayı sever.)
- I don’t like volleyball. (Voleybolu sevmem.)
- I don’t like doing yoga. (Yoga yapmayı sevmem.)
- Suna doesn’t like listening to pop music. (Pop müzik dinlemeyi sevmez.)
- Do you like board games? (Masa üstü oyunları sever misin?)
- Do you like hopscotch? (Seksek (oynamayı) sever misin?)
- Does he like wordgames? (Kelime oyunlarını sever mi?)
- Sedat doesn’t love doing yoga. (Sedat yoga yapmayı sevmez.)
- You don’t love collecting stamps. (Pul toplamayı sevmezsin.)
- Do you love drawing or taking photos? (Resim çizmeyi veya resim çekmeyi sever misin?)
- Do you love playing tag? (Sobe oynamayı sever misin?)
- You love taking photos. (Fotoğraf çekmeyi seversin.)
- Maia loves computer games. (Maria bilgisayar oyunlarını sever.)
- She loves playing tic tac toe. (O üç taş oynamayı sever.)
- I dislike eating chocolate. (Çikolata yemekten hoşlanmam.)
- You dislike handball. (Handbol oynamaktan hoşlanmam.)
- She dislikes doing sculpting in Art. (Sanat dersinde heykel yapmaktan hoşlanmaz.)
- You dislike playing with your friends. (Arkadaşlarınla oynamaktan hoşlanmazsın.)
- He dislikes playing basketball. (Basketbol oynamaktan hoşlanmaz.)
- Sally is interested in Art. (Sally, sanat dersine ilgi duyar.)
- You are interested in doing gymnastics. (Jimnastik yapmakla ilgilenirsin.)
- Hakan is interested in board games. (Hakan masa üstü oyunlarla ilgilenir.)
- She isn’t interested in playing drums. (Davul çalmakla ilgilenmez.)
- We aren’t interested in word games. (Biz kelime oyunları ile ilgilenmeyiz.)
- Let’s do puzzle! (Bulmacayı çözelim!)
- Let’s play a game! (Oyun oynayalım!)
- Let’s play hopscotch! (Seksek oynayalım!)
- Let’s listen to rock music. (Rock müzik dinleyelim.)
İngilizce |
Türkçe |
blind man’s buff |
körebe |
camping |
kamp yapma |
checkers |
dama |
chess |
satranç |
Chinese whispers |
kulaktan kulağa |
climb |
tırmanmak |
coin |
madeni para |
collect |
biriktirmek, koleksiyon yapmak |
collection |
koleksiyon |
count |
saymak |
do magic |
sihir yapmak |
do puzzle |
yapboz yapmak |
dodgeball |
yakantop oyunu |
enjoy |
zevk almak |
envelope |
zarf |
fold |
katlamak |
go fishing |
balığa gitmek |
go hiking |
doğa yürüyüşüne gitmek |
guess |
tahmin etmek |
hangman |
adam asmaca |
hate |
nefret etmek |
hide |
saklanmak |
hide and seek |
saklambaç |
hopscotch |
seksek |
ice skating |
buz pateni yapma |
indoor |
kapalı mekan |
keepy uppy |
top sektirme |
letter |
mektup |
live |
yaşamak |
marble |
misket |
mountain |
dağ |
outdoor |
dış mekan, açık alan |
play |
oynamak |
remove |
kaldırmak, çıkarmak |
rollerblade |
paten |
rule |
kural |
sculpting |
heykel yapma |
shape |
şekil vermek |
skating |
paten kayma |
skip rope |
ip atlamak |
soccer |
futbol |
stamp |
pul |
table tennis |
masa tenisi |
tag |
ebelemek, ebelemece |
take photos |
fotoğraf çekmek |
tic-tac-toe |
üç taş oyunu |
write |
yazmak |