4. Sınıf 4. Ünite

CAN / CAN'T  kolayca yapılan, yapılırken zorlanılmayan eylem(ler) can (- bilir, - bilir) yardımcı fiili ile anlatılır. Örnekleri inceleyiniz.
  • I can play football. (Ben, futbol oynayabilirim.)
  • You can take pictures. (Sen, resim çekebilirsin.)
  • He can play the guitar. (O, gitar çalabilir.)
  • She can cook. (O, yemek pişirebilir.)
  • We can climb the trees. (Biz, ağaca tırmanabiliriz.)
  • They can ride a bike. (Onlar, bisiklete binebilir.)
  • I can speak English. (Ben, İngilizce konuşabilirim.)
'Can' ile kurulan olumlu cümlenin öğelerinin sıralanışı şöyledir.

Subject + can + verb 1 + object.
(Subject : özne; verb : fiil; object : nesne, demektir.)


Olumsuz yapıda 'can't' kullanılır. Bu, bize eylemin yapılamayacak kadar zor olduğunu belirtir.
  • I can't play the piano. (Ben, piyano çalamam.)
  • You can't sing a song. (Sen, şarkı söylemezsin.)
  • He can't take photos. (Sen, fotoğraf çekemezsin.)
  • She can't cook. (O, yemek pişiremez.)
  • My cat can't catch a mouse.(Kedim, fare yakalayamaz.)
  • I can't drive a car. (Ben, bir araba süremem.)


Kişinin yapabildiği veya yapamadığı iki eylem birlikte belirtilebilir; bunun için de 'but' (fakat, ama) bağlacından yararlanılır. Örnekleri inceleyiniz.
  • I can climb a tree, but I can't sing. (Ben, ağacı tırmanabilirim, ama şarkı söyleyemem.)
  • He can ride a bike, but he can't do puzzles. (O, bisiklete binebilir, fakat o bulmaca çözemez.)
  • She can play the guitar, but she can't drive a car. (O, gitar çalabilir, fakat otomobil kullanamaz.)
  • He can take photos, but he can't play the piano. (O, fotoğraf çekebilir, fakat o piyano çalabilir.)
  • I can dive, but I can't cook. (Ben, (suya) dalabilirim, fakat yemek pişiremem.)
  • Luck can ride a horse, but he can't drive a car. (Luke, ata binebilir, fakat o otomobil kullanamaz.)

Cümle can ile başlıyorsa, soru biçimindedir. Olumlu cevap verilecekse 'Yes', olumsuz cevap verilecekse 'No' ile başlanır. Örnekleri inceleyiniz.

  • Can you fly a plane? (Sen, uçağı uçurabilirmisin?)
  • No, I can't. (carry a plane.) (Hayır, ben uçağı uçuramam.)
  • Can Ali ride a horse? (Ali, ata binebilir mi?)
  • Yes, he can. (ride a horse.) (Evet, o ata binebilir.)
  • Can you play the piano? (Sen, piyano çalabilir misin?)
  • Yes, I can. (play the piano.) (Evet, ben piyano çalabilirim.)
  • Can Superman fly? (Süperman, uçabilir mi?)
  • Yes, he can. (fly). (Evet, o uçabilir.)
  • Can you play the piano? (Sen, piyano çalabilir misin?)
  • No, I can't. (play the piano). (Hayır, ben piyano çalamam.)
  • Can your sister climb the tree? (Kız kardeşin, ağaca tırmanabilir mi?)
  • No, she can't. (climb the tree). (Hayır, o ağaca tırmanamaz.)

Possessive Adjectives  (İyelik Sıfatları)

İyelik sıfatları, nesnenin kime ait olduğunu bildirirler. Kendilerinden sonra - mutlaka - bir isim gelir. Örnekleri inceleyiniz.



  • This is my train. (Bu, benim trenim.)
  • These are my dolls. (Bunlar, benim bebeklerim.)
  • This is your bike. (Bu, senin bisikletin.)
  • These are her pencils. (Bunlar, onun kurşun kalemleri.)
  • This is his guitar. (Bu, onun gitarı.)
  • These are his books. (Bunlar, onun kitapları.)
  • This is her English book. (Bu, onun İngilizce kitabı.)
  • These are your bags. (Bunlar, senin çantaların.)
Yukarıdaki örnek cümlelerde belirtilen nesne sahiplerinin yapabildikleri eylemler de anlatılabilir. Örnekleri inceleyiniz.
  • This is my pencil and I can write. (Bu, benim kurşun kalemim ve ben yazı yazabilirim.)
  • This is your school bag and you can carry it. (Bu, senin okul çantan ve sen onu taşıyabilirsin.)
  • This is her piano and she can play it. (Bu, onun piyanosu ve o piyano çalabilir.)
  • This is his guitar and he can play it. (Bu, onun gitarı ve o gitar çalabilir.)
  • This is my camera and I can take photos. (Bu, benim kameram ve ben resim çekebilirim.)
  • This is your horse and you can ride it. (Bu, senin atın ve sen ona binebilirsin.)
Bu derste öğreneceğimiz yeni kelimeler:
  • my : benim
  • your : senin
  • his : onun
  • her : onun
  • but : fakat, ama
  • flute : flüt
  • school bag : okul çantası
  • fly : uçmak
  • car : otomobil
  • chalk : tebeşir
  • sing : şarkı söylemek
  • notebook : defter
  • ball : top
  • eraser : silgi
  • dive : (suya) dalmak
  • cook : yemek pişirmek
  • drive : araba kullanmak
  • kite : uçurtma
  • jump : sıçramak
  • ruler : cetvel
  • ride a horse : ata binmek
  • play chess : satranç oynamak
  • do puzzle : yapboz yapmak
  • carry a bag : çanta taşımak
  • take photos : fotoğraf çekmek
  • play table tennis : masa tenisi oynamak
  • play football : futbol oynamak
  • colour the pictures : resim boyamak
  • speak English : İngilizce konuşmak
  • play guitar : gitar çalmak
  • ride a bike : bisiklete binmek
  • catch a mouse : fare yakalamak
  • play the piano : piyano çalmak
  • play tennis : tenis oynamak
  • climb the trees : ağaca çıkmak

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski