LIKE : sevmek, hoşlanmak
Sevdiğimiz, hoşlandığımız veya beğendiğimiz nesne veya eylem anlatılırken like fiilinden yararlanırız. Örnekleri inceleyelim

Örnekleri inceleyiniz.
Sevdiğimiz, hoşlandığımız veya beğendiğimiz nesne veya eylem anlatılırken like fiilinden yararlanırız. Örnekleri inceleyelim
- I like football. (Ben, futbolu severim.)
- I like bananas. (Ben, muzu severim.)
- I like chess. (Ben, satrancı severim.)
- I like sandwiches. (Ben, sandviçi severim.)
- I like colouring book. (Ben, kitap boyamayı severim.)
- I like drawing. (Ben, resim yapmayı severim.)
- I like flying a kite. (Ben, uçurtma uçurmayı severim.)
- I like playing with marbles. (Ben, misket oynamayı severim.)
- I like playing table tennis. (Ben, masa tenisi oynamayı severim.)
- I like learning English. (Ben, İngilizce öğrenmeyi severim.)

- I don't like hamburgers. (Ben, hamburger sevmem.)
- I don't like macaroni. (Ben, makarna sevmem.)
- I don't like baseball. (Ben, beyzbol sevmem.)
- I don't like cola. (Ben, kola sevmem.)
- I don't like swinging. (Ben, (salıncakta) sallanmayı sevmem.)
- I don't like running. (Ben, koşmayı sevmem.)
- I don't like singing. (Ben, şarkı söylemeyi sevmem.)
- I don't like skipping a robe. (Ben, ip atlamayı sevmem.)
Örnekleri inceleyiniz.
- Do you like football? (Sen, futbol sever misin?)
- Do you like hot dogs? (Sen, sosisli sandviç sever misin?)
- Do you like puzzles? (Sen, bulmaca sever misin?)
- Do you like playing hopscotch? (Sen, sek sek oynamayı sever misin?)
- Do you like singing? (Sen, şarkı söylemeyi sever misin?)
- Do you like riding a bike? (Sen, bisiklete binmeyi sever misin?)
- Do you like swimming? (Sen, yüzmeyi sever misin?)
- Do you like watching cartoons? (Sen, çizgi film seyretmeyi sever misin?)
- Do you like basketball? (Sen, basketbol sever misin?)
- Yes, I do. (Evet, severim.)
- Do you like learning English? (Sen, İngilizce öğrenmeyi sever misin?)
- Yes, I do. (Evet, severim.)
- Do you like fast food? (Sen, hızlı yemek sever misin?)
- No, I don't. (Hayır, sevmem.)
- Do you like doing puzzles? (Sen, bulmaca çözmeyi sever misin?)
- No, I don't. (Hayır, sevmem.)
- I like dancing, but I don't like singing. (Ben, dans etmeyi severim, ama şarkı söylemeyi sevmem.)
- I like climbing the trees, but I don't like running. (Ben, ağaca tırmanmayı severim, ama koşmayı sevmem.)
- I like playing chess, but I don't like playing football. (Ben, satranç oynamayı severim, ama futbol oynamayı sevmem.)
- I like skating, but I don't like taking photos. (Ben, paten yapmayı severim, ama fotoğraf çekmeyi sevmem.)
- colouring : renklendirme
- skipping a robe : ip atlama
- drawing a picture : resim çizme
- playing computer games : bilgisayar oyunları oynama
- flying a kite : uçurtma uçurma
- playing with toys : oyuncaklarla oynama
- playing chess : satranç oynama
- swinging : sallanma
- playing with marbles : misket oynama
- running : koşma
- playing table tennis : ping pong oynama
- listening to music : müzik dinleme
- playing volleyball : voleybol oynama
- doing puzzle : pazıl yapmak
- playing football : futbol oynama
- speaking English : İngilizce konuşma
- dancing : dans etme
- climbing : tırmanma
- watching cartoons : çizgi film izleme
- playing tag : ebelemece oyunu
- swimming : yüzme
- jogging : tempolu ve yavaş koşu
- singing : şarkı söyleme
- skating : paten
- learning English : İngilizce öğrenme
- fishing : balık avı
- riding a bike : bisiklete binme
- taking photos : resim çekme
- shopping : alış veriş yapma
- playing hopscotch : sek sek oynama